delayed - Türkisch Englisch Wörterbuch

delayed

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "delayed" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 23 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
delayed adj. rötarlı
Why is the train delayed?
Tren neden rötar yapıyor?

More Sentences
General
delayed adj. geciktirilmiş
delayed adj. tehirli
delayed adj. geç
delayed adj. ertelenmiş
delayed adj. geciktirmeli
delayed adj. gecikmiş
delayed adj. gecikmeli
delayed adj. tecilli
delayed adj. yavaş
delayed adj. kademeli
Trade/Economic
delayed adj. geciktirilmiş
delayed adj. gecikmiş
delayed adj. tehir edilmiş
delayed adj. tecil edilmiş
Technical
delayed adj. gecikmeli
delayed adj. geciktirilmiş
Physics
delayed adj. gecikmiş partikül ile ilgili
delayed adj. gecikmiş partiküle ait
delayed adj. gecikmiş alfa parçacığı ile ilgili
delayed adj. gecikmiş alfa parçacığına ait
delayed adj. nötron partikülüne ait
delayed adj. nötron partikülü ile ilgili

Bedeutungen, die der Begriff "delayed" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 159 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
be delayed v. gecikmek
The pilot explained to us why the landing was delayed.
Pilot, bize, inişin neden geciktiğini açıkladı.

More Sentences
be delayed v. geç kalmak
The train was delayed because of an accident.
Bir kazadan dolayı tren geç kalmıştı.

More Sentences
be delayed v. rötar yapmak
It looks like the flight was delayed.
Görünüşe göre uçuş rötar yapmış.

More Sentences
be delayed v. ertelenmek
A couple of flights were delayed on account of the earthquake.
Depremden dolayı birkaç uçuş ertelendi.

More Sentences
Trade/Economic
delayed payment n. gecikmiş ödeme
Let us recall the delayed payments.
Geciken ödemeleri hatırlayalım.

More Sentences
Medical
delayed puberty n. gecikmiş ergenlik
In men it is used in the management of delayed puberty, undescended testes and oligospermia (low sperm count).
Erkeklerde gecikmiş ergenlik, inmemiş testis ve oligospermi (düşük sperm sayısı) tedavisinde kullanılır.

More Sentences
General
delayed differentiation n. geciktirilmiş farklılaşma
be delayed v. sürüncemede kalmak
be delayed on the road v. yollarda kalmak
delayed-action adj. tavikli
delayed-action adj. geç hareketli
delayed-action adj. geç hareket eden
Phrases
justice delayed is justice denied expr. geç gelen adalet, adalet değildir
justice delayed is justice denied expr. geciken adalet adalet değildir
though delayed expr. gecikmesine rağmen
Colloquial
sorry for my delayed reply expr. geç cevap verdiğim için üzgünüm
sorry for my delayed reply expr. geç cevabım için üzgünüm
Trade/Economic
delayed or deferred public debts to pay by instalments n. kamuya olan ertelenmiş ve taksitlendirilmiş borçlar
delayed taxes and other liabilities n. vadesi geçmiş vergi ve diğer yükümlülükler
delayed delivery n. gecikmeli teslim
vat to be delayed for next years n. gelecek yıllara ertelenen veya terkin edilecek kdv
matured, delayed or deferred tax by installments and other liabilities n. vadesi geçmiş ertelenmiş veya taksitlendirilmiş vergi ve diğer yükümlülükler
delayed closing payment n. geciktirilmiş kapanış ödemesi
delayed return n. ertelenmiş dönüş
delayed return n. rötarlı dönüş
delayed return n. gecikmeli dönüş
delayed product differentiation n. geciktirilmiş ürün farklılaşması
Law
delayed transmission n. gecikmeli iletim
victims of delayed pension age n. emeklilikte yaşa takılanlar
Insurance
delayed completion coverage n. hasara bağlı olarak işin gecikmesinden kaynaklanan kar kaybını teminat altına alan sigorta
Media
delayed-action advertising n. gecikmeli eylem reklamı
Technical
delayed call n. geciktirilmiş çağrı
delayed reaction n. gecikmiş reaksiyon
delayed reflex n. gecikmiş refleks
delayed injection n. geç püskürtme
delayed accessory bus n. geciktirilmiş aksesuar büsü
delayed blasting n. gecikmeli patlama
delayed neutron fraction n. gecikmeli nötron kesri
delayed neutrons n. geçikmeli nötronlar
delayed fish scaling n. geçikmiş balık pullanması
delayed cracking n. gecikmeli çatlama
delayed yielding n. gecikmeli akma
delayed fracture n. gecikmeli kırılma
delayed softening n. gecikmeli yumuşama
delayed feedback n. gecikmeli geri besleme
long delayed echo (lde) n. uzun zaman gecikmeli yankı sinyali
long delayed echo (lde) n. uzun zaman gecikmeli sinyal yankısı
delayed pushing n. gecikmiş itme
time-delayed adj. zaman gecikmeli
long-delayed adj. uzun zaman gecikmeli
Computer
delayed updating n. geciktirilmiş güncelleştirme
call delayed expr. arama gecikti
Informatics
delayed broadcast n. banttan yayın
delayed call n. geciktirilmiş çağrı
Telecom
average delay of delayed calls n. gecikmiş çağrıların ortalama gecikmesi
delayed call n. gecikmiş çağrı
delayed call n. geciktirilmiş çağrı
Electric
delayed action n. gecikmiş etki
delayed sweep n. gecikmeli süpürme
delayed automatic gain control n. gecikmiş otomatik kazanç kontrolü
delayed automatic volume control n. gecikmiş otomatik ses kontrolü
delayed auto-release n. gecikmeli tekrar kapama
Mechanic
delayed action n. mekanizma çalıştırma cihazı
Automotive
delayed accessory bus n. geciktirilmiş aksesuar aracı
delayed action interior lighting n. gecikmeli çalışan tavan lambası
delayed action interior lighting n. gecikmeli çalışan iç aydınlatma lambası
delayed accessory bus n. geciktirilmiş aksesuar taşıtı
delayed ignition n. gecikmeli ateşleme
delayed ignition n. rötarlı ateşleme
Aeronautic
percentage delayed flights n. gecikmiş uçuşların yüzde olarak belirlenmesi
delayed fracture n. gecikmiş kırılma
delayed opening n. açılma gecikmesi
delayed fracture n. devamlı yük deneyi
delayed flight n. rötarlı uçuş
delayed drop n. (paraşütün geç açılması kaynaklı) gecikmeli paraşüt düşüşü
the flight has been delayed expr. uçağın kalkışı ertelenmiştir
the flight has been delayed expr. uçak rötar yaptı
Mining
delayed blasting n. gecikmeli patlatma
delayed action fuse n. gecikmeli kapçık
delayed detonator n. gecikmeli kapçık
delayed detonator n. gecikmeli kapsül
delayed action fuse n. gecikmeli kapsül
Medical
delayed health effect n. sağlığa olan gecikmiş etkiler
delayed toxic exposure effect n. geçikmiş toksik maruziyet etkileri
delayed release n. geciktirilmiş salım
immediate versus delayed toxicity n. hızlı tip ya da gecikmiş toksisite
delayed-action preparations n. geç etkili preparatlar
delayed recovery of mechanical functions n. mekanik fonksiyonların gecikmiş iyileşmesi
delayed wound closure n. geç dönem yara kapanması
delayed encephalopathy n. geç tip ensefalopati
delayed bone growth n. kemik gelişiminde gecikme
delayed surgery n. gecikmiş cerrahi
delayed posttraumatic hernia n. gecikmiş postravmatik herni
delayed skin closure n. geciktirilmiş cilt kapatılması
delayed partial nephrectomy n. gecikmiş parsiyel nefrektomi
delayed neutrophil apoptosis n. gecikmiş nötrofil apoptozisi
delayed-type hypersensitivity reaction n. gecikmiş tip hipersensitivite reaksiyonu
traumatic delayed epidural hematoma n. travmatik geç epidural hematom
delayed hematoma n. geç hematom
delayed-interval delivery n. gecikmiş aralıkla doğum
delayed onset muscle pain n. gecikmiş başlangıçlı kas ağrısı
delayed onset muscle pain n. hamlık ağrısı
delayed onset muscle pain n. gecikmiş kas ağrısı
delayed onset muscle soreness n. hamlık ağrısı
delayed onset muscle soreness n. gecikmiş başlangıçlı kas ağrısı
delayed onset muscle soreness n. gecikmiş kas ağrısı
delayed onset muscle soreness n. hamlama
delayed puberty n. ergenlik gecikmesi
delayed diagnosis n. tanıda gecikme
delayed onset muscle soreness (doms) n. kas hamlaması
delayed surgical recovery n. ameliyat iyileşmesinde gecikme
delayed surgical recovery n. cerrahi iyileşme gecikme
Psychology
delayed response n. gecikmeli tepki
delayed ejaculation n. gecikmeli boşalma
delayed reinforcement n. gecikmeli pekiştirme
delayed inhibition n. gecikmeli ketleme
delayed memory n. gecikmeli bellek
delayed speech n. gecikmeli konuşma
delayed recall n. gecikmeli hatırlama
Pathology
delayed milestone n. gecikmiş dönüm noktası
delayed puberty n. gecikmiş puberte
delayed and seconder postpartum haemorrhage n. gecikmiş ve sekonder postpartum hemoraji
delayed allergy n. temastan birkaç saat sonra meydana gelen alerjik reaksiyon
Physics
delayed neutron n. gecikmeli nötron
delayed proton n. gecikmiş proton
delayed fission neutrons n. gecikmiş fizyon nötronları
delayed neutron n. gecikmiş nötron
delayed fission neutrons n. yaşlı nötronlar
Chemistry
delayed-action casualty agent n. sonradan etkileyen zararlı etmen
organophosphorous ester-induced delayed neurotoxicity n. organofosforus ester-nedenli gecikmeli nörotoksisite
Linguistics
delayed speech n. gecikmeli konuşma
delayed feedback n. gecikmeli geri iletim
delayed release adj. gecikmeli
Environment
delayed neutron n. gecikmeli nötron
delayed fallout n. gecikmiş serpinti
Geology
delayed blasting n. gecikmeli patlatma
Military
delayed action mine n. tavikli mayın
delayed action bomb n. tavikli bomba
delayed burning fabric n. yanması geciktirilmiş kumaş
delayed burning flying jacket n. yanması geciktirilmiş uçuş ceketi
delayed action n. geciktirmeli hareket
delayed action bomb n. gecikmeli bomba
delayed opening n. gecikmeli açış
delayed action fuze n. geciktirmeli tapa
delayed action mine n. gecikmeli mayın
delayed action mine n. geciktirme mekanizmalı mayın
delayed action n. gecikmeli hareket
delayed contact fire n. gecikmeli temasla ateşleme
delayed action bomb n. geciktirmeli bomba
delayed arming n. geciktirmeli ateşleme
delayed detonator n. gecikmeli kapsül
delayed entry program n. gecikmeli giriş programı
delayed entry program n. askeriyede aktif göreve başlamadan önce uygulanan bir program
delayed-action adj. tavikli
delayed-action adj. saatli
delayed-action adj. (patlayıcı mermi) gecikmeli
delayed-action adj. (patlayıcı mermi) geç etki eden
dep (delayed entry program) abrev. gecikmeli giriş programı
Sport
delayed onset muscle soreness (doms) n. gecikmiş kas ağrısı başlangıcı