Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | deniz kıyısındaki | seaside adj. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | deniz kıyısındaki gezinti yeri | promenade n. |
General | deniz kıyısındaki kumla | sea bank n. |
Colloquial | ||
Colloquial | deniz kıyısındaki kayalarda balık tutan balıkçı | rockhopper [australia] n. |
Marine | ||
Marine | deniz kıyısındaki gezinti yeri | marine [obsolete] n. |
Geography | ||
Geography | deniz kıyısındaki kum tepeleri | links [scotland] n. |
Military | ||
Military | bir devletin kendi ülkesinden uzak bir bölgeye donanma güçlerini ve malzemesini gönderip amfibi saldırı operasyonları yapabilme, deniz kıyısındaki hedeflere saldırabilme ve denizi kontrol edebilme kuvveti | maritime power projection n. |