Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
General | ||
General | deployed adj. | sevk edilmiş (ordu) |
General | deployed adj. | yayılış |
Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
General | ||
General | could not be saved despite all the efforts deployed by v. | yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamak |
General | be deployed v. | konuşlandırmak |
Computer | ||
Computer | deployed state n. | dağıtılma durumu |
Medical | ||
Medical | deployed health surveillance n. | konuşlandırılabilir sağlık gözetimi |
Medical | deployed health surveillance n. | risk altında bulunan nüfusun belirlenmesi, tehlikeli maruziyetin tanınması ve değerlendirilmesi, belirli karşı önlemlerin alınması ve sağlık sonuçlarının takibi |
Military | ||
Military | deployed-in garrison n. | geri hizmet (askerlikte) |
Military | deployed nuclear weapons n. | sevk edilen nükleer silahlar |
Military | deployed nuclear weapons n. | savunma bakanlığı gözetiminde sevk edilen silahlar |
Military | forward-deployed adj. | ileri konuşlandırılmış |