do (duty) - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

do (duty)



Bedeutungen von dem Begriff "do (duty)" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Colloquial
do (duty) v. işini halletmek (tuvalet)
do (duty) v. kaka yapmak
do (duty) v. çiş yapmak

Bedeutungen, die der Begriff "do (duty)" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 34 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
do one's duty v. görevini yerine getirmek
do a duty v. görev yapmak
do a duty v. görev görmek
do one's duty v. görevini yapmak
Colloquial
do one's duty v. işemek (evcil hayvan)
do one's duty v. kakasını yapmak (evcil hayvan)
do one's duty v. tuvaletini yapmak (evcil hayvan)
Idioms
do double duty as v. aynı anda başka bir işlevi daha görmek
do double duty v. aynı anda iki iş birden yapmak
do double duty as something v. bir başka görev/işlev görmek
be duty bound to do v. bir şeyi yapmaya zorunlu olmak/hissetmek
do double duty for something v. bir başka görev/işlev görmek
do double duty v. bir başka görev/işlev görmek
be duty bound to do v. görev icabı/gereği yapmak
do duty for v. görevini yapmak
do duty for v. işini görmek
do duty for v. yerine bakmak
be duty/honour bound to do something [uk] v. bir şeyi kendine görev edinmek
feel duty/honour bound to do something [uk] v. bir şeyi kendine görev edinmek
feel duty bound to (do something) [us] v. (bir şeyi yapmaya) zorunlu hissetmek
feel duty bound to (do something) [us] v. (bir şeyi yapmayı) görevi olarak görmek
be/feel duty/honour bound to do something [uk] v. bir şeyi yapmayı onur meselesi haline getirmek/olarak kabul etmek
be/feel duty/honour bound to do something [uk] v. bir şeyi yapmayı kendine görev edinmek/bilmek
be/feel duty/honour bound to do something [uk] v. bir şeyi yapmayı şeref meselesi haline getirmek/olarak kabul etmek
be/feel duty/honor bound to do something [us] v. bir şeyi yapmayı onur meselesi haline getirmek/olarak kabul etmek
be/feel duty/honor bound to do something [us] v. bir şeyi yapmayı kendine görev edinmek/bilmek
be/feel duty/honor bound to do something [us] v. bir şeyi yapmayı şeref meselesi haline getirmek/olarak kabul etmek
do double duty as (something) v. (bir şey) olarak iki işi/görevi aynı anda yapmak
do double duty as (something) v. (bir şey) olarak iki işi/görevi eş zamanlı olarak yürütmek
do double duty as (something) v. (bir şey) olarak iki işi/görevi birden yapmak
do double duty as (something) v. (bir şey) olarak iki şekilde hizmet vermek
do duty as v. aynı görevi görmek
do duty as v. yerini tutmak
do duty as v. yerini almak