|
Kategorie |
Englisch |
Türkisch |
|
| General |
|
| 1 |
General |
do one better (than somebody/something) v.
|
daha iyisini yapmak |
|
| 2 |
General |
do a better job v.
|
daha iyi bir iş çıkartmak |
|
| Proverb |
|
| 3 |
Proverb |
everyone can find fault, few can do better
|
eleştirmek/hata bulmak kolaydır, önemli olan/zor olan yapıcı olmaktır |
|
| 4 |
Proverb |
everyone can find fault, few can do better
|
herkes hata bulabilir, önemli olan/zor olan yapıcı olmaktır |
|
| 5 |
Proverb |
everyone can find fault, few can do better
|
herkes eleştirir, önemli olan/zor olan yapıcı olmaktır |
|
| Colloquial |
|
| 6 |
Colloquial |
better things to do n.
|
yapacak daha önemli şeyler/işler |
|
| 7 |
Colloquial |
better things to do n.
|
yapacak daha iyi şeyler/işler |
|
| 8 |
Colloquial |
do better to (do something) v.
|
(bir şeyi yapsa) daha mantıklı olmak |
|
| 9 |
Colloquial |
do better to (do something) v.
|
(bir şeyi yapmak biri) için daha iyi olmak |
|
| 10 |
Colloquial |
be well, ideally, better placed for something/to do something v.
|
yeri güzel, uygun, iyi olmak |
|
| 11 |
Colloquial |
be well, ideally, better placed for something/to do something v.
|
bir şey için/bir şeyi yapmak için iyi bir fırsatı/şansı olmak |
|
| 12 |
Colloquial |
be well, ideally, better placed for something/to do something v.
|
yeri rahat, elverişli, yakın olmak |
|
| 13 |
Colloquial |
be well, ideally, better placed for something/to do something v.
|
bir şey için/bir şeyi yapmak için iyi, ideal, daha iyi konumda olmak |
|
| 14 |
Colloquial |
be well, ideally, better placed for something/to do something v.
|
bir şey için/bir şeyi yapmak için uygun konumda/yerde olmak |
|
| 15 |
Colloquial |
had better (do something) v.
|
(bir şey yapsa) iyi olmak |
|
| 16 |
Colloquial |
had better/best do something v.
|
(bir şey yapmasında) fayda olmak |
|
|
|
| 17 |
Colloquial |
had better (do something) v.
|
(bir şey yapmasında) fayda olmak |
|
| 18 |
Colloquial |
had better/best do something v.
|
(bir şey yapsa) iyi olmak |
|
| 19 |
Colloquial |
(all) the better to (do something) expr.
|
(bir şey yapmak için) daha (da) iyi |
|
| 20 |
Colloquial |
(all) the better to (do something) expr.
|
daha iyi (görebilmek vs. için) |
|
| 21 |
Colloquial |
(all) the better to (do something) expr.
|
(bir şey yapmak için) (çok) daha iyi |
|
| Idioms |
|
| 22 |
Idioms |
know better than to do something v.
|
bir şeyi yapmamak gerektiğini (birinden daha iyi) bilmek |
|
| 23 |
Idioms |
know better than to do something v.
|
bir şeyi yapmamak gerektiğini bilmek |
|
| 24 |
Idioms |
be well, ideally, better placed for something/to do something v.
|
iyi, uygun yerde olmak |
|
| 25 |
Idioms |
be well, ideally, better placed for something/to do something v.
|
iyi yere dükkan açmış olmak |
|
| 26 |
Idioms |
be well, ideally, better placed for something/to do something v.
|
iyi, uygun bir konumda olmak |
|
| 27 |
Idioms |
be well, ideally, better placed for something/to do something v.
|
ideal, elverişli bir konumda olmak |
|
| 28 |
Idioms |
be well, ideally, better placed for something/to do something v.
|
avantajlı, iyi bir konumda olmak |
|
| 29 |
Idioms |
be well, ideally, better placed for something/to do something v.
|
iyi, uygun konumlandırılmış olmak |
|
| 30 |
Idioms |
be well, ideally, better placed for something/to do something v.
|
yeri iyi, uygun olmak |
|
| 31 |
Idioms |
be well, ideally, better placed for something/to do something v.
|
konumu iyi, uygun olmak |
|
| 32 |
Idioms |
do (one) one better v.
|
(birinden) daha iyisini yapmak |
|
| 33 |
Idioms |
do (one) one better v.
|
(birinden) bir adım ileride olmak |
|
| 34 |
Idioms |
do (one) one better v.
|
(birini) geçmek |
|
| 35 |
Idioms |
do (one) one better v.
|
(birini) gölgede bırakmak |
|
| 36 |
Idioms |
do (one) one better v.
|
(birinden) üstün olmak |
|
|
|
| 37 |
Idioms |
everyone can find fault, few can do better expr.
|
yapılan işi herkes eleştirebilecekken; daha iyisini yapabilecek (olan kişi) pek azdır |
|
| Speaking |
|
| 38 |
Speaking |
he should have known better than to do it expr.
|
o işi yapmayacak kadar aklı olmalıydı |
|
| 39 |
Speaking |
don't you have anything better to do? expr.
|
başka işin yok mu? |
|
| 40 |
Speaking |
you can do better expr.
|
daha iyisini yapabilirsin |
|
| 41 |
Speaking |
don't you have anything better to do expr.
|
işin gücün yok mu senin |
|
| 42 |
Speaking |
don't you have anything better to do expr.
|
işin gücün yok mu |
|
| 43 |
Speaking |
you make a better door than you do a window expr.
|
önümü kapatıyorsun |
|
| 44 |
Speaking |
you make a better door than you do a window expr.
|
manzarayı kapatıyorsun |
|
| 45 |
Speaking |
I've got better things to do expr.
|
yapacak daha iyi şeylerim var |
|
| 46 |
Speaking |
we need to do better expr.
|
daha iyisini yapmamız lazım |
|
| 47 |
Speaking |
you can do better than that expr.
|
bundan iyisini yapabilirsin |
|
| 48 |
Speaking |
you can do better than that expr.
|
bundan daha iyisini yapabilirsin |
|
| 49 |
Speaking |
you'd better not do it expr.
|
bunu istersen yapma |
|
| 50 |
Speaking |
you'd better not do it expr.
|
bunu yapmasan iyi olur |
|
| 51 |
Speaking |
I have to go some to do better than that expr.
|
bundan daha iyisini yapmak için daha fazla uğraşmalıyım |
|
| 52 |
Speaking |
I have to try harder to do better than that expr.
|
bundan daha iyisini yapmak için daha fazla uğraşmalıyım |
|
| 53 |
Speaking |
you better let me do this expr.
|
bunu bana bıraksan iyi edersin |
|
| 54 |
Speaking |
since you know him/her better than i do expr.
|
onu benden daha iyi tanıdığından ötürü/dolayı |
|
| 55 |
Speaking |
because you know him/her better than i do expr.
|
onu benden daha iyi tanıdığından ötürü/dolayı |
|
| 56 |
Speaking |
since you know him/her better than i do expr.
|
onu benden daha iyi tanıdığın için |
|
| 57 |
Speaking |
because you know him/her better than i do expr.
|
onu benden daha iyi tanıdığın için |
|
| 58 |
Speaking |
since you know him/her better than i do expr.
|
onu benden daha iyi tanıdığına göre |
|
| 59 |
Speaking |
because you know him/her better than i do expr.
|
onu benden daha iyi tanıdığına göre |
|
| 60 |
Speaking |
do you think you could do better? expr.
|
daha iyisini yapabileceğini mi sanıyorsun? |
|
| 61 |
Speaking |
do you think you could do better? expr.
|
daha iyisini yapabileceğini mi düşünüyorsun? |
|
| 62 |
Speaking |
I have to do much better expr.
|
çok daha iyisini yapmam gerek |
|
| 63 |
Speaking |
do you have a better idea? expr.
|
daha iyi bir fikrin var mı? |
|