Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | dolu olarak | crowdedly adv. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | insanla dolu olarak temsil etmek veya resmetmek | people v. |
General | gizemli, insanüstü ve potansiyel olarak ölümcül bir güçle dolu olan | holy adj. |
General | hadiselerle dolu olarak | eventfully adv. |
General | olaylarla dolu olarak | eventfully adv. |
Gastronomy | ||
Gastronomy | hint mutfağında atıştırmalık olarak yenen içi dolu kızartılmış hamur topları | kachori n. |
Biology | ||
Biology | birçok yassı kurt ve tekerlekli hayvanda gerçek yumurtalara besin olarak yumurta sarısıyla dolu hücreler üreten besin bezi | vitellarium n. |
Military | ||
Military | (eskiden füze olarak kullanılan) içi patlayıcı dolu küçük çömlek kap | firepot n. |
Hunting | ||
Hunting | sürgünün atıştan atışa otomatik olarak tekrar dolu hale gelmesi için gereken süre | recovery time n. |