donör

Bedeutungen von dem Begriff "donör" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 30 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	donor n.	donör
Representatives of foreign donors and Vietnamese NGOs cannot travel freely in the area where they live. Yabancı donörlerin ve Vietnamlı STK'ların temsilcileri yaşadıkları bölgede özgürce seyahat edememektedir. More Sentences
Trade/Economic
2	Trade/Economic	donor n.	bağışta bulunan
The European Union is the largest donor to multilateral debt relief. Avrupa Birliği, çok taraflı borç yardımına en büyük bağışta bulunan ülkedir. More Sentences
Astronomy
3	Astronomy	donor n.	donör
In terms of food aid, we are currently a relatively minor donor. Gıda yardımı açısından şu anda nispeten küçük ölçekli bir donör konumundayız. More Sentences
Common Usage
4	Common Usage	donor n.	bağış yapan kimse
General
5	General	donor n.	veren kimse
6	General	donor n.	kan veren
7	General	donor n.	hayır sahibi
8	General	donor n.	bağışçı
9	General	donor n.	kan veren kimse
10	General	donor n.	bağışta bulunan kimse
11	General	donor n.	verici
12	General	donor n.	organ bağışlayan kimse
13	General	donor n.	vekalet veren
14	General	donor adj.	adayan
15	General	donor adj.	sunan
16	General	donor adj.	veren
Law
17	Law	donor n.	bağışlayan
18	Law	donor	hibe eden
Politics
19	Politics	donor adj.	bağışçı
Technical
20	Technical	donor n.	bağışcı
Electric
21	Electric	donor n.	elektron hareketini kısıtlayarak materyale yarı iletken özelliği veren yabancı madde
Medical
22	Medical	donor adj.	doku donörüne ait
23	Medical	donor adj.	doku donörü ile ilgili
24	Medical	donor adj.	doku bağışçısına ait
25	Medical	donor adj.	doku bağışçısı ile ilgili
26	Medical	donor adj.	bağış ile ilgili
27	Medical	donor adj.	bağışçıya ilişkin
28	Medical	donor adj.	donör ile ilgili
29	Medical	donor adj.	biyolojik bağış ile ilgili
Chemistry
30	Chemistry	donor n.	bileşenlerinin bir kısmını karşısındaki bileşiğe veren madde

Bedeutungen von dem Begriff "donör" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	donör	donor n.
The Community is the largest donor to many of these countries. Topluluk, bu ülkelerin birçoğuna en büyük donörü sağlamaktadır. More Sentences
Astronomy
2	Astronomy	donör	donor n.
It has to be based on a common approach with other donors. Diğer donörlerle ortak bir yaklaşıma dayanmalıdır. More Sentences