sunan - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

sunan



Bedeutungen von dem Begriff "sunan" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 8 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
sunan shewer n.
sunan narrator n.
sunan narrater n.
sunan submitter n.
sunan donor adj.
sunan presentational adj.
Computer
sunan presenter n.
Archaic
sunan coming adj.

Bedeutungen, die der Begriff "sunan" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 216 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
hizmet sunan kişi steward n.
bilgisayar ekranında yapılabilecek çeşitli seçenekleri sunan liste menu n.
yiyecek sunan yerler eatery n.
farklı yemek çeşitleri sunan büfe smorgasbord n.
hizmet sunan supplier n.
kahve çay ve hafif yemekler sunan lokanta coffee shop n.
zincirlerden kurtulma şovu sunan sanatçı escapologist n.
zincirlerden kurtulma şovu sunan sanatçı escape artist n.
maldan ziyade hizmet sunan faaliyet alanı service industry n.
otomobille gezen kimselere yakıt ve diğer hizmetleri sunan işletme service station n.
zincirlerden kurtulma şovu sunan sanatçı (houdini gibi) escapologist n.
hava durumu programı sunan kimse forecastman n.
farklı ülke mutfaklarından örnekler sunan restoran fusion restaurant n.
teklifi sunan offerer n.
teklifi sunan proposer n.
teklifi sunan offeror n.
teklifi sunan bidder n.
teklif sunan bidder n.
teklif sunan offeror n.
teklif sunan offerer n.
genelde kızartma menüsü sunan küçük ve ucuz restoran greasy spoon n.
tek tip ürün satan veya bir alanda hizmet sunan dükkan/işyeri parlor n.
tek tip ürün satan veya bir alanda hizmet sunan dükkan/işyeri parlour n.
sunan kişi presenter n.
kahve dükkanında, kahve hazırlayan ve sunan kimse barista n.
at yarışı ve kumar makinesi sunan kumarhane racino n.
at yarışı ve kumar oynama imkanı sunan kumarhane racino n.
şükran sunan kimse thanker n.
kurban sunan kimse sacrificant n.
adak sunan kimse sacrificant n.
kurban sunan kimse sacrificator n.
adak sunan kimse sacrificator n.
kanıt sunan kimse evidencer n.
güzel fırsatlar veya koşullar sunan yer haven n.
(gezilere katılan gençler için) denetim altında uygun fiyatlı konaklama sunan sistem hostel n.
yanlış sunan kimse misrepresenter n.
teklif sunan kimse motioner [obsolete] n.
öneri sunan kimse mover n.
müşterilerine bilgi edinme hizmeti sunan büro detective agency n.
ölenleri araştırma, geri kazanma, kimliklerini tespit etme, tahliye etme veya geçici olarak muhafaza etme gibi hizmetler sunan program graves registration program n.
japonya'da geleneksel japon mutfağı ve mobilyalarını sunan bir otel ryokan n.
(bazı avrupa kentlerinde) gezginler için çeşitli hizmetler sunan görevli sınıfına mensup kimse commissionnaire [obsolete] n.
kesin kanıt sunan kimse disprover n.
bilgi hizmeti sunan merkez information n.
çeşitli yerlerde indirim ve avantajlar sunan kart courtesy card n.
arabaya servis imkanı sunan işletmelerde müşterilere hizmet verilen pencere drive-up window [us] n.
akrabalar arasında eşit miras bölüşümü sunan feodal bir arazi kullanım uygulaması parage n.
genellikle indirimli fiyatla profesyonel hizmet sunan merkez clinic n.
panoramik manzara sunan bina panorama n.
atlı postacılar ve turistler için konaklama sunan pansiyonların bulunduğu yol post road n.
kahveye benzer içecek alternatifi sunan bir marka postum® n.
yönetimi sendika üyelerine çeşitli alanlarda imtiyaz sunan bir dükkan türü preferential shop n.
ayrıcalık sunan makam preferment n.
önceden sunan şey premonstrator n.
sunan kimse presentor n.
hizmet sunan kimse servicer n.
engellilere çalışma imkanı sunan iş yeri sheltered workshop n.
hazırlıksız veya provasız gösteri sunan sanatçı sightreader n.
gazilere hizmet sunan orduevi soldiers' home n.
çözüm sunan şey solvent n.
maddi destek sunan kimse subsidiser [uk] n.
maddi destek sunan kimse subsidizer [us] n.
bazı bankacılık hizmetlerini sunan ama resmi olarak banka olmayan nonbank adj.
kurban sunan sacrificatory adj.
adak sunan sacrificatory adj.
iyilikler için minnet sunan evangelian adj.
geçici çözüm sunan makeshift adj.
geçici çözüm sunan makeshifty adj.
üzerine düşünecek çok şey sunan meaty adj.
uygun ortam sunan hospitable adj.
dostane ortam sunan hospitable adj.
kötü koşullar sunan hostile adj.
yanlış sunan misrepresentative adj.
sosyal statüdeki değişiklik için fırsat sunan mobile adj.
sağlıklı ortam sunan hygienical adj.
konfor sunan luxury adj.
birçok seçenek sunan choiceful adj.
noel ortamı sunan christmasy adj.
görsel ile sunan iconographical adj.
diyagram ile sunan iconographical adj.
belirli bir görüşü sunan idealogical adj.
belirli bir görüşü sunan ideologic adj.
belirli bir görüşü sunan ideological adj.
birden fazla müfredat sunan ( orta okul) multilateral adj.
çeşitli hizmetler sunan multiservice adj.
uygulama sunan implemental adj.
uygulama sunan implementary adj.
tebriklerini sunan congratulant adj.
kapalı görüş sunan distanceless adj.
örnek sunan instantial adj.
rahat yaşam sunan independent adj.
değişik bir özellik sunan feature adj.
kuş bakışı görüntü sunan panoramic adj.
(cihaz) ileri-geri hareket sunan positive adj.
katkı sunan contributional adj.
organik gıda sunan organic adj.
tavsiye sunan preaching adj.
hamiline avantaj sunan resmi makamlara ait veya ilgili prebendary adj.
önlem sunan precautionary adj.
hikayeyi tiyatro formunda sunan (tarz) presentational adj.
hizmet ürünü sunan service adj.
onarım ve bakım hizmeti sunan service adj.
servis hizmeti sunan service adj.
hizmet sunan servient adj.
hizmet sunan serving adj.
barınma sunan shroudy adj.
sığınak sunan shroudy adj.
yanıltıcı tavsiye sunan sinister [obsolete] adj.
tehlikeli fikirler sunan sinister [obsolete] adj.
entelektüel bilgi sunan smart adj.
güvenli gizlilik sunan snug adj.
(emtialar için) kaynak sunan staple [obsolete] adj.
profesyonel eğitim için arka plan sunan subprofessional adj.
abartılı hizmet sunan superserviceable adj.
genel bir bakış sunan synoptic adj.
genel bir bakış sunan synoptical adj.
tam görüş açısı sunan in open expr.
iskoçya'da vatandaşlara kaliteli ev hizmeti sunan bir dernek ssha (scottish special housing association) abrev.
Colloquial
talk şov sunan kadın/erkek gabmeister n.
sohbet programı sunan kadın/erkek gabmeister n.
ünlü bir sihirbaz ve zincirden kurtulma şovu sunan sanatçı (harry houdini) houdini n.
yeni fırsatlar sunan yer pastures new expr.
Idioms
genelde kızartma menüsü sunan küçük ve ucuz restoran a greasy spoon n.
Trade/Economic
piyasaya sunan kimse releaser n.
düşük fiyatla hizmet sunan havayolu discount airline n.
düşük fiyatla hizmet sunan havayolu no-frills carrier n.
düşük fiyatla hizmet sunan havayolu discount carrier n.
düşük fiyatla hizmet sunan havayolu low-cost airline n.
düşük fiyatla hizmet sunan havayolu low-cost carrier n.
düşük fiyatla hizmet sunan havayolu budget airline n.
hizmet sunan supplier n.
iletişim ve pazarlama alanlarında uzmanlaşan ve bu hizmetleri müşterilerine sunan işletme advertising agency n.
sınırlı hizmet sunan perakendeci limited-service retailer n.
tek bir alanda hizmet sunan şirket pure play n.
birçok farklı menkul kıymetler portföyü sunan vadeli menkul kıymetler çıkaran yatırım şirketi unit investment trust n.
satın alımı yatırım fırsatı sunan firma low-hanging fruit n.
bir ürünü piyasaya sunan ilk şirket first mover n.
belirli bir müşteri tabanına belirli bir ürün veya hizmeti sunan (iş modeli) vertical adj.
(sağlık sigortası planı) üyelere standart premium sağlık hizmeti sunan point-of-service adj.
Law
bir davada karşı tarafa yardımcı olan kanıt sunan tanık hostile witness n.
bir davada karşı tarafa yardımcı olan kanıt sunan tanık adverse witness n.
mahkemeye mazeret sunan kimse essoiner n.
Politics
yasa tasarısı sunan sponsor of a bill n.
benzin ve elektrik gibi birden fazla temel hizmeti sunan kamu hizmeti kuruluşu multiutility n.
benzin ve elektrik gibi birden fazla temel hizmeti sunan kamu hizmeti kuruluşu multi-utility n.
(abd'de) enerjiye ilişkin meseleler hakkında bilgileri toplayıp enerji bakanlığı'na sunan bir kurum department of energy intelligence n.
(abd'de) enerjiye ilişkin meseleler hakkında bilgileri toplayıp enerji bakanlığı'na sunan bir kurum doei (department of energy intelligence) abrev.
Industry
babalara esnek çalışma saati gibi avantajlar sunarken yükselme için daha az fırsatlar sunan iş düzenlemelerinden oluşan bir kariyer yolu daddy track n.
büyük iş hacmi sunan bir ürün veya üretim grosser n.
(iade hakkının uygulanması için) ambalaj açmama şartı sunan resmi anlaşmaya ait shrink-wrap adj.
(iade hakkının uygulanması için) ambalaj açmama şartı sunan resmi anlaşma ile ilgili shrink-wrap adj.
Tourism
yiyecek ve içecek sunan bar ya da küçük restoran wine bar n.
geleneksel kamp biçiminden farklı olarak çok çeşitli imkanlar sunan lüks diye tabir edilebilecek bir kamp yapma çeşidi glamping n.
ingiltere ve galler'de gençlere konaklama hizmeti sunan bir yardım kurumu yha (youth hostels association) abrev.
Media
birlikte haber sunan coanchor n.
birlikte sunan coanchor n.
(televizyonda veya radyoda) hava durumu sunan kadın weatherwoman n.
birlikte haber sunan iki haber sunucusundan biri co-anchor n.
Technical
bilgiyi karakterler biçiminde sunan ekran digital display n.
küp ve oktahedron birleşimini sunan cubo-octahedral adj.
Computer
(özellikle iPhone veya iPad için) kullanıcının mesaj yazarken yaygın olarak kullandığı ifadeleri kaydedip bunları sonraki mesajlarda kullanıcıya sunan bir tür yazı tahmin sistemi predictive typing n.
belirli sektörler için bilgi ve kaynak sunan internet sitesi vortal n.
bir web sitesi üzerinden e-posta okuma ve gönderme imkanı sunan hizmet webmail n.
yönetim raporlaması, analizi, modellemesi ve planlaması hizmetleri sunan bir analitik uygulama yazılımı sağlayıcısının ticari adı hyperion® n.
anahtar sözcük kullanımı ve anlamına göre mantıklı sonuçlar sunan bir internet arama yöntemi semantic search n.
Informatics
metin önerisi sunan telefon yazılımı ile ilgili predictive adj.
metin önerisi sunan bilgisayar ile ilgili predictive adj.
(bilgisayar veya telefon) metin önerisi sunan predictive adj.
Telecom
tek bir alanda hizmet sunan şirket pure-play n.
(cep telefonu) metin önerisi sunan predictive adj.
Transportation
hızlı taşımacılık hizmeti sunan bir lojistik markası fedex ® n.
Medical
infraruj tedavisi sunan infrared adj.
ücretli sağlık hizmeti sunan fee-for-service adj.
paralı hizmet sunan fee-for-service adj.
Physiology
kondrin sunan chondrigenous adj.
Optics
birbiri ile aynı görsel noktayı sunan görüntü aralığı horopter n.
renk akışı görüntüsü sunan bir alet chromatrope n.
Math
doğal sayıların aritmetiğini sunan aksiyomlar dizisi peano's axioms n.
Logic
seçenekler sunan bir mantık önermesindeki terimler veya cümlecikler arasındaki bağıntı disjunctive n.
Agriculture
genellikle şehir merkezine yakın, yarı kırsal hayat tarzı sunan tarım arazisi ten-acre block [nz] n.
Education
toplumsal eğitim ve destek sunan maori menşeli bir yardımlaşma grubu kokiri n.
(kanada'da) klasikler üzerinde durarak üniversiteye girişi kolaylaştıran program sunan bir kolej türü classical college n.
sanat üzerine açık öğretim sunan kolej open college [uk] n.
çoğunlukla halkevi olarak hizmet veren ve belirli bir toplulukla ilişkili akademik olmayan etkinlikler sunan okul community school [uk] n.
geniş bir konuya ilişkin genel bakış sunan üniversite dersi survey course n.
Literature
aynı metni dört dilde sunan kitap tetrapla n.
Religious
hristiyanlıkta ücretsiz dini hizmet sunan kimse tentmaker n.
abd'deki iç savaş sırasında birlik askerlerine maddi destek sağlayan, savaş alanlarında ve hastanelerde dini hizmetler sunan, kuzeyliler arasındaki bir örgütlenme the united states christian commission n.
çeşitli mezhepler için farklı hizmetler sunan kilise union church n.
kendini ve mallarını yaşadığı manastıra sunan kimse oblate n.
özellikle ortaçağ'da kendilerini ve mallarını yaşadıkları manastıra sunan kimse oblati n.
ibadet olarak adak sunan kimse oblationer n.
hürmet göstermek için adak sunan kimse oblationer n.
(roma katolik kilisesi) piskoposun veya papanın evine bağlı olan ve destek karşılığı hizmet sunan kimse familiar n.
tanrı ve sunan kimse arasında paylaşılan kurban yemeği peace offering n.
(roma katolik kilisesi'nde) kutsama veya azizliğe yükseltme talebi sunan din görevlisi postulator n.
bağışlanma sunan absolvatory adj.
Geology
mikrosismisitenin büyüklüğü veya süresini ölçüp grafik halinde kayıt sunan sismometre microseismograph n.
mikrosismisitenin büyüklüğü veya süresini ölçüp grafik halinde kayıt sunan sismometre microseismometer n.
Military
operasyona dair performans gerekliliklerini içeren ve ortak çerçeve sunan belge capstone requirements document n.
amerikan ordusu üyeleri ile ailelerine eğlence ve bakım hizmetleri sunan bir kuruluş uso (united service organization) n.
belirli bir noktada uzun süreli hizmet sunan sağlık kuruluşu fixed medical treatment facility n.
Football
(amerikan futbolu) savunma diziliminde hücum oyuncusunun topu ilerletmesine fırsat sunan boşluk hole n.
Wagering
oranları hazırlayan sunan linemaker n.
Music
abd'de 1940'ların ortalarında popüler olmuş, hızlı tempo, karmaşık ve hızlı akor değişimleriyle karakterize şarkılar sunan bir caz türü bebop n.
Theatre
ucuz ve genellikle melodramatik tiyatro eğlencesi sunan tiyatro ya da tur şirketi ten-twenty-thirty n.
vodvil oyununu günde iki kez gösterime sunan two-a-day adj.
Cinema
filmden önce filmdeki olayları veya karakterleri sunan bölüm prequel n.
Photography
genel görüş sunan pantoscopic adj.
orijinale yakın ton ve ışık sunan positive adj.
Mythology
tanrılara içki sunan saki ganymede n.
Abbreviation
acil yardım ve uluslararası kalkınma projeleri sunan insani yardım kuruluşu care (cooperative for american relief everywhere) n.
Archaic
geniş şehir görüntüsü sunan optik bir alet panopticon n.
Engineering
hava fotoğraflarında tanımlandığında fotoharitanın üretilmesi için gerekli kontrolü sunan bir nokta control points n.
ticari ve askeri uçak ve ilgili ekipmanlara yönelik mühendislik, mimarlık ve danışmanlık hizmetleri sunan bir marka skunk works® n.
farklı duyular için uyaran ve bilgi sunan immersive adj.