en ön - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

en ön



Bedeutungen von dem Begriff "en ön" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Sport
en ön frontmost adj.

Bedeutungen, die der Begriff "en ön" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 38 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
defileleri izlemek için ön sırada bulunan en prestijli ve arzu edilen koltukların bulunduğu alan frow (front row) n.
bir dişin çenenin ön kısmının ortasına en yakın olan yüzeyine ait veya ilişkin mesal adj.
en ön sırada foremostly adv.
en son anlamı veren ön ek neo- pref.
en son anlamı veren ön ek ne- pref.
en iyi anlamı veren ön ek aristo- pref.
en eski anlamı veren ön ek eo- pref.
en erken anlamı veren ön ek eo- pref.
mümkün olan en fazla sayıda hidroksil grubu içeren anlamı veren ön ek hol- pref.
en yüksek veya yüksek oksidasyon halindeki bir element içeren anlamı veren ön ek per- pref.
en yüksek hidratlı veya hidroksillenmiş formdaki asit anlamı veren ön ek ortho- pref.
alanının en iyisi anlamına gelen bir ön ek super- pref.
alanında en üstün anlamına gelen bir ön ek super- pref.
Idioms
en ön saflarda up front adv.
en ön sıradaki koltuk a ringside seat expr.
en ön sıradaki koltuk a ringside view expr.
Technical
en yüksek hidratlı veya hidroksillenmiş formdaki asit anlamı veren ön ek orth- pref.
serinin ilki/en küçüğü anlamı veren ön ek proto- pref.
Aeronautic
en ön kısım leading edge n.
Marine
kabasorta armalı bir geminin en altta bulunan ön yelkeni forecourse n.
kabasorta armalı bir gemide en altta bulunan ön yelkeninin ıskota köşesinin aşağı doğru bastırılmasını sağlayan halat foresheet n.
Anatomy
beynin sağ ve sol hemisferinde ön lob ve paryetal lobu aşağıda bulunan temporal lobdan ayıran, korteksteki en derin ve belirgin fissür lateral cerebral sulcus n.
beynin sağ ve sol hemisferinde ön lob ve paryetal lobu aşağıda bulunan temporal lobdan ayıran, korteksteki en derin ve belirgin fissür fissure of sylvius n.
beynin sağ ve sol hemisferinde ön lob ve paryetal lobu aşağıda bulunan temporal lobdan ayıran, korteksteki en derin ve belirgin fissür sulcus lateralis cerebri n.
beynin sağ ve sol hemisferinde ön lob ve paryetal lobu aşağıda bulunan temporal lobdan ayıran, korteksteki en derin ve belirgin fissür sylvian fissure n.
beynin sağ ve sol hemisferinde ön lob ve paryetal lobu aşağıda bulunan temporal lobdan ayıran, korteksteki en derin ve belirgin fissür lateral sulcus n.
Dentistry
damak ortasındaki çizginin en ön noktası alveolar point n.
damak ortasındaki çizginin en ön noktası prosthion n.
damak ortasındaki çizginin en ön noktası prostheon n.
damağın ortasındaki çizginin en ön noktası alveon n.
dişin çenenin ön kısmının ortasına en yakın yüzeyine ait veya ilişkin mesial adj.
Statistics
ön kestirici en çok olabilirlik predicative likelihood n.
Chemistry
(inorganik asit adlarında) mümkün olan en fazla sayıda hidroksil grubu içeren anlamı veren ön ek holo- pref.
en düşük oksidasyon durumunda olan anlamı veren ön ek hypo- pref.
serinin en düşüğü anlamı veren ön ek prot- pref.
Geology
jeolojik zamana göre en son alt bölüm anlamı veren ön ek neo- pref.
jeolojik zamana göre en son alt bölüm anlamı veren ön ek ne- pref.
Theatre
(tiyatroda) en ön koltukta oturan seyirciler stalls [uk] n.