en kısa - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

en kısa



Bedeutungen von dem Begriff "en kısa" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
en kısa shortest adj.
en kısa briefest adj.

Bedeutungen, die der Begriff "en kısa" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 100 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
en kısa yol shortest route n.
en kısa çöp shortest straw n.
en kısa zaman soonest time n.
en kısa zaman shortest time n.
en kısa zamanda the minute n.
en kısa mesafe amesace n.
çift kanatlı uçağın üst ve alt kanat düzlemleri arasındaki en kısa mesafe gap n.
bir yere giden en kısa yol direction n.
kaynağa giden en kısa yol direction n.
çok kısa zamanda alanında en üste/tepeye çıkmak/ulaşmak get to the top of one's field in a very short time v.
en kısa aralıklara ayarlamak hair space v.
en kısa süredeki eftest [obsolete] adj.
maksimum kaynak kullanılarak acil durum koşullarını en kısa sürede yerine getiren crash adj.
mümkün olduğunca en kısa zamanda as soon as possible adv.
en kısa zamanda as soon as possible adv.
en kısa sürede as soon as possible adv.
en kısa sürede at the soonest possible date adv.
mümkün olan en kısa zamanda as earliest as possible adv.
mümkün olan en kısa sürede as earliest as possible adv.
mümkün olan en kısa sürede at the soonest time possible adv.
mümkün olan en kısa zamanda at the soonest time possible adv.
mümkün olan en kısa zamanda as soon as possible adv.
mümkün olan en kısa sürede as soon as possible adv.
en kısa zamanda as immediate as possible adv.
en kısa zamanda a.s.a.p. (as soon as possible) adv.
mümkün olduğunca erken/en kısa zamanda as far in advance as possible adv.
en kısa zamanda asap (as soon as possible) adv.
en kısa zamanda/vadede at the shortest notice adv.
en kısa zamanda at the earliest adv.
en kısa sürede with the soonest adv.
en kısa zamanda with the soonest adv.
en kısa sürede directly [uk] adv.
en kısa yoldan directly adv.
en kısa sürede soonest adv.
en kısa zamanda as soon as conj.
en kısa zamanda just as soon as conj.
en kısa zamanda immediately conj.
Phrases
en kısa sürede haberleşmek umuduyla hoping to hear from you soon expr.
en kısa sürede within the shortest time expr.
en kısa zamanda in the shortest time expr.
en kısa sürede haberleşmek dileğiyle hoping to hear from you soon expr.
mümkün olan en kısa zamanda in the shortest possible time expr.
mümkün olan en kısa zamanda in the shortest time possible expr.
mümkün olan en kısa sürede in the shortest time possible expr.
mümkün olan en kısa sürede in the shortest possible time expr.
sizden en kısa sürede haber alabilmek dileğiyle hoping to hear from you soon expr.
sizden en kısa sürede haber alabilmek umuduyla hoping to hear from you soon expr.
uygun/mümkün olan en kısa zamanda at one's convenience expr.
uygun/mümkün olan en kısa zamanda at one's earliest convenience expr.
yapabildiği en kısa zamanda at (one's) earliest convenience expr.
yapabildiği en kısa zamanda at someone's earliest convenience expr.
Proverb
en kısa yol bildiğin yoldur longest way round is the nearest way home
en kısa yol bildiğin yoldur longest way round is the shortest way home
Colloquial
mümkün olduğunca en kısa zamanda soon as possible expr.
en kısa zamanda soon as possible expr.
en kısa sürede soon as possible expr.
mümkün olan en kısa sürede soon as possible expr.
mümkün olan en kısa zamanda soon as possible expr.
Idioms
en kısa yoldan as the crow flies expr.
Speaking
en kısa zamanda görüşmek umuduyla hope to see you soon expr.
en kısa zamanda görüşmek umuduyla hope to see you asap expr.
en kısa zamanda size dönüş yapacağım I'll get back to you as soon as possible expr.
en kısa zamanda size geri dönüş yapacağım I'll get back to you as soon as possible expr.
en kısa zamanda size dönüş yapacağım I'll get back to you shortly expr.
en kısa zamanda size geri dönüş yapacağım I'll get back to you shortly expr.
en kısa zamanda sizden haber bekliyorum I expect to hear from you soon expr.
en kısa zamanda sizden haber bekliyorum I look forward to hearing from you soon expr.
en kısa zamanda görüşmek dileğiyle hope to see you asap expr.
en kısa zamanda görüşmek dileğiyle hope to see you soon expr.
iç denetleme sonuçlarını mümkün olan en kısa zamanda sizlere bildireceğiz we will inform you of the outcome of the internal review as soon as possible expr.
Trade/Economic
bir şirkette çalışan personele en kısa süre içerisinde bütün yenilikleri ve değişiklikleri öğretmeyi amaçlayan hızlandırılmış kurs blitz training n.
en kısa zamanda as soon as possible adv.
mümkün olan en kısa süre içinde as promptly as practicable expr.
Law
suçluları yeterli incelemeler yapılmadan mümkün olan en kısa sürede tahliye eden sistem revolving door n.
Insurance
en kısa zamanda as soon as possible adv.
Technical
dünya yüzünde iki nokta arasındaki en kısa mesafe air line n.
en kısa yaklaşma mesafesi minimum approach distance n.
iki nokta arasındaki en kısa yol geodesic n.
Computer
en kısa kenar shortest side n.
bilgisayarda bir işlemin gerçekleşmesi için gereken en kısa zaman aralığı cycle n.
Informatics
en kısa açık yol algoritması open shortest path first n.
iki nokta arasındaki en kısa yolu seçen sekme sayısı ölçüsünü kullanan uzaklık vektörü yönlendirme protokolü rip n.
Telecom
en kısa yol önceliği algoritması shortest path first algorithm n.
Electric
kızılötesi bölgede en kısa dalga boylarına sahip olan elektromanyetik radyasyon near-infrared radiation n.
Marine
iki yer arasındaki en kısa çember yayı üzerinden gemi ile seyahat etme great circle sailing n.
Medical
en kısa maruz kalma süresi minimum exposure time n.
hastaları yeterli incelemeler yapılmadan mümkün olan en kısa sürede taburcu eden sistem revolving door n.
Math
grafikte iki köşe arasındaki en kısa yol closeness n.
Geometry
iki nokta arasına çizilebilecek en kısa çizgi right line n.
yerkürenin yüzeyindeki iki nokta arasındaki en kısa mesafeye karşılık gelen çember yayı great circle n.
büyük çember üzerinde yer alan iki nokta arasındaki en kısa yayı izleyen yol great circle route n.
Statistics
en kısa güven aralıkları shortest confidence intervals n.
neyman'ın en kısa yansız güven aralıkları neyman shortest unbiased confidence intervals n.
Physics
kızılötesi bölgede en kısa dalga boylarına sahip olan elektromanyetik radyasyon near-point n.
Astronomy
güneş atmosferinin kromosferine yakın görünen ve güneşin kutuplarında en fazla sayıda meydana gelen çok küçük sivri uçlu kısa ömürlü uzantı spicule n.
Literature
en fazla birkaç sayfa uzunluğunda olan çok kısa hikayeler flash fiction n.
Geography
yerkürenin yüzeyinin merkezinden çizilen tüm düz çizgilerin en kısa mesafeyi gösterecek şekilde projekte edildiği harita projeksiyon türü zenithal equidistant projection n.
yerkürenin yüzeyinin merkezinden çizilen tüm düz çizgilerin en kısa mesafeyi gösterecek şekilde projekte edildiği harita projeksiyon türü azimuthal equidistant projection n.
Military
yaralıların en kısa zamanda tahliye ve ulaştırılması urgent evacuation and transportation of casualties n.
Archaic
en kısa mesafede nighest adj.