front-line - Türkisch Englisch Wörterbuch

front-line

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "front-line" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
front-line n. cephe

Bedeutungen, die der Begriff "front-line" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 30 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Military
front line n. cephe
Moreover, the political front lines will probably not be the usual ones.
Dahası, siyasi cepheler muhtemelen alışılagelmiş cepheler olmayacaktır.

More Sentences
General
front line n. ön çizgi
front line firefighter n. yangına ilk müdahale eden itfaiye eri
front-line leader/leadership n. ön cephe/saha lideri/liderliği
front line n. saha
be sent to the front line v. cepheye yollanmak
send someone the front line v. birini cepheye yollamak
Idioms
be in the front line v. ön saflarda yer almak
be in the front line v. eleştirilerin ilk hedefi olmak
be in the front line v. şikayetlerin ilk hedefi olmak
be in the front line v. ön saflarda olmak
on the front line of something expr. ön saflarında
in the front line (of something) expr. (şikayetlerin) ilk hedefinde
in the front line expr. ön saflarda
in the front line expr. görünür işlerde
in the front line expr. eleştirilerin ilk hedefinde
in the front line (of something) expr. (bir şeyin) ön saflarında
in the front line (of something) expr. (eleştirilerin) ilk hedefinde
on the front line expr. görünür işlerde
on the front line expr. ön saflarda
in the front line expr. şikayetlerin ilk hedefinde
on the front line expr. eleştirilerin ilk hedefinde
on the front line expr. şikayetlerin ilk hedefinde
Law
front line area assembly n. ileri toplama merkezi
Politics
front line assembly area n. ileri toplama merkezi
Tourism
front line manager n. ön büro müdürü
Military
front line n. cephe hattı
front line n. ileri hat
front-line trench n. ön siper
front line n. ön cephe