Verlauf

götürme

Bedeutungen von dem Begriff "götürme" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 10 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	götürme	taking (to) n.
2	General	götürme	conduction n.
3	General	götürme	transmission n.
4	General	götürme	conveyance n.
5	General	götürme	swap out n.
6	General	götürme	usherance n.
Technical
7	Technical	götürme	swap out n.
Computer
8	Computer	götürme	export n.
9	Computer	götürme	swap-out n.
Informatics
10	Informatics	götürme	swap-out n.

Bedeutungen, die der Begriff "götürme" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 34 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	bir yerden başka bir yere taşıma veya götürme	transfer n.
2	General	eve yemek götürme hizmetleri	food transport services to home n.
3	General	alıp götürme	removal n.
4	General	ileriye götürme	furthering n.
5	General	götürme-getirme servisi/hizmeti	pick-up service n.
6	General	geri götürme	recarriage n.
7	General	alıp götürme	arreption [obsolete] n.
8	General	(yayayı) araba ile götürme	lift n.
9	General	gelini yatağa götürme	bedding n.
10	General	alkol satılmayan restorana dışarıdan içki götürme	brown bagging n.
11	General	öğle yemeğini kağıt çantada işe götürme	brown bagging n.
12	General	beraberinde götürme	circumgestation n.
13	General	beraberinde götürme	circumvection n.
14	General	(bot, kayık) kürekle götürme	paddling n.
15	General	(yiyecek veya içeceği) ağza götürme	prehension n.
16	General	süpürüp götürme	skit n.
Idioms
17	Idioms	İki değişkenin birbirini götürme-sıfırlama durumu	a wash n.
18	Idioms	artıların eksileri götürme durumu	a wash n.
19	Idioms	işe yemek götürme	brown-bagging n.
20	Idioms	lokantaya yanında içki götürme/sokma	brown-bagging n.
21	Idioms	yiyeceğini yanında götürme	brown-bagging n.
22	Idioms	yemeğini yanında götürme	brownbagging n.
23	Idioms	yemeğini evden götürme	brownbagging n.
24	Idioms	işe/okula evden yemek götürme	brownbagging n.
25	Idioms	yiyeceğini yanında götürme	brownbagging n.
26	Idioms	lokantaya yanında içki götürme/sokma	brownbagging n.
Trade/Economic
27	Trade/Economic	yasal açıdan bağlayıcı karar vermek üzere tarafsız kişilerden oluşan bir kurula götürme	arbitration n.
Law
28	Law	(eskiden) bazı kiracıların büyükbaş hayvanlarını tımarları üzerinden pazar veya panayırlara götürme ayrıcalığı karşılığında krallarına veya derebeylerine ödedikleri yıllık ücret	drofland n.
Politics
29	Politics	köylere hizmet götürme birliği	union for providing services for villages n.
Technical
30	Technical	çekip götürme	towing n.
31	Technical	ileri götürme	prosecution n.
Computer
32	Computer	getirme-götürme	swap n.
Telecom
33	Telecom	hizmet götürme	delivering service n.
Archaic
34	Archaic	(gizlice) alıp götürme	conveyance n.