Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | gıdıklanır | ticklish adj. | ||
I'm ticklish. Gıdıklanıyorum. More Sentences |
Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | kolay gıdıklanır | ticklish adj. | ||
Tom isn't ticklish. Tom kolayca gıdıklanmaz. More Sentences |
||||
General | gıdıklanır bir halde | ticklishly adv. |