Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | geride olan | hind adj. |
General | geride olan | hint [scotland] adj. |
Biology | ||
Biology | geride olan | lowly adj. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
Idioms | ||
Idioms | (ölmek üzere olan birini) geride bırakmak | give (someone) up for dead v. |
Politics | ||
Politics | çeşitli sebeplerle başka bir ülkeye yerleşmiş olan göçmenlerin geride bıraktıkları mülkleri ve bu mülklere ilişkin uluslararası hukuk hükmü | abandoned matter n. |
Biology | ||
Biology | daha geride olan | inferior adj. |
Biology | ayakları çok geride olan | pygopodous adj. |
Sport | ||
Sport | bazı oyunlarda geride olan oyuncuya tanınan bir avantaj | bisque n. |
Sport | bazı oyunlarda geride olan oyuncuya tanınan bir avantaj | bisk n. |
Music | ||
Music | karşılık gelen majör aralıktan yarım ses geride olan | minor adj. |
Music | bir koma geride olan | minor adj. |
Entomology | ||
Entomology | ağız kısmındaki yapıları kafaya göre geride ve karına doğru olan (yarım kanatlılar) | opisthognathous adj. |
Slang | ||
Slang | kişinin görünüşte imkansız olan hedeflere ulaşmak için korkularını, güvensizliklerini ve şüphelerini geride bıraktığı ruhsal durumu ifade eden argo terim | grindset n. |