Verlauf

give on

Bedeutungen von dem Begriff "give on" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Phrasals
1	Phrasals	give on v.	(dolandırmak amacıyla) kendini olduğundan farklı biriymiş gibi tanıtmak

Bedeutungen, die der Begriff "give on" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 104 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	give no leg to stand on v.	tutunacak bir dal bırakmamak
2	General	give somebody a rap on the knuckles v.	döşenmek
3	General	give somebody the come-on v.	yeşil ışık yakmak
4	General	give someone the come-on v.	pas vermek
5	General	give on commission v.	emanet olarak bırakmak
6	General	give up seat to elderly on bus v.	otobüste yaşlılara yer vermek
7	General	ask someone on the bus to give (up) their seat for v.	otobüste yer istemek
Phrasals
8	Phrasals	give over on v.	sessiz olmak
9	Phrasals	give over on v.	(konuyu vb) kesmek
10	Phrasals	give on to v.	(bir yöne) bakmak
11	Phrasals	give up on v.	vazgeçmek
12	Phrasals	give up on v.	yüzüstü bırakmak
13	Phrasals	give on to v.	-e dönük olmak
14	Phrasals	give up (on someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) vazgeçmek
15	Phrasals	give up (on someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) umudunu kesmek
16	Phrasals	give up (on someone or something) v.	(birini/bir şeyi) bırakmak
17	Phrasals	give up on (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) umudu/ümidi kesmek
18	Phrasals	give up on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) inancını kaybetmek
Phrases
19	Phrases	give me the lowdown on ...! expr.	-dan haber ver!
20	Phrases	never give up on your dream expr.	hayalinden asla vazgeçme
Colloquial
21	Colloquial	give the skinny on v.	bildirmek
22	Colloquial	give the skinny on v.	haber vermek
Idioms
23	Idioms	give a box on the ear v.	(birisinin) kulağını çekmek
24	Idioms	give a box on the ear v.	(birisinin) kulağını bükmek
25	Idioms	give to on a plate v.	birinin birşeyi fazla çaba harcamadan kolaylıkla elde etmesini sağlamak
26	Idioms	give/hand something to somebody on a plate v.	birine bir şeyi altın tepside sunmak
27	Idioms	give somebody a new lease on life v.	birinin hayatına yeni bir soluk/heyecan/yaşama nedeni getirmek
28	Idioms	give/hand something to somebody on a silver platter v.	birine bir şeyi altın tepside sunmak
29	Idioms	give someone a pat on the back v.	birinin sırtını sıvazlamak
30	Idioms	give a bye on v.	çok üzerinde durmamak
31	Idioms	give one's hand on v.	el sıkışarak kabul etmek
32	Idioms	give one's hand on v.	el sıkışmak
33	Idioms	give a clip on the ear v.	kulağını çekmek
34	Idioms	give one's hand on v.	resmi olarak onaylamak
35	Idioms	give a bye on v.	pas geçmek
36	Idioms	give something on a plate v.	tepside sunmak
37	Idioms	give (one) an edge on (someone or something) v.	(birine diğerine göre) avantaj sağlamak/vermek
38	Idioms	give (one) an edge on (someone or something) v.	(birini diğerine göre) avantajlı bir konuma getirmek
39	Idioms	give (one) an edge on (someone or something) v.	(birine diğerine göre) üstünlük sağlamak/vermek
40	Idioms	give (one) an edge on (someone or something) v.	(birini diğerine göre) üstün konuma getirmek
41	Idioms	give (one) the edge on (someone or something) v.	(birine diğerine göre) avantaj sağlamak/vermek
42	Idioms	give (one) the edge on (someone or something) v.	(birini diğerine göre) avantajlı bir konuma getirmek
43	Idioms	give (one) the edge on (someone or something) v.	(birine diğerine göre) üstünlük sağlamak/vermek
44	Idioms	give (one) the edge on (someone or something) v.	(birini diğerine göre) üstün konuma getirmek
45	Idioms	give (one) a strong hold on (someone) v.	(birine biri) üzerinde hakimiyet vermek
46	Idioms	give (one) a strong hold on (someone) v.	(birinin biri) üzerinde büyük etki kurmasını sağlamak
47	Idioms	give (one) a strong hold on (someone) v.	(birinin biri) üzerinde büyük nüfuz sahibi olmasını sağlamak
48	Idioms	give (one) a jump on (someone or something) v.	(birini başka birine karşı) avantajlı konuma getirmek
49	Idioms	give (one) a jump on (someone or something) v.	(birini birine karşı) üstün bir konuma getirmek
50	Idioms	give (one) a jump on (someone or something) v.	(birine başka birine karşı) avantaj/üstünlük kazandırmak
51	Idioms	give (one) a jump on (someone or something) v.	(birini başka birine karşı) bir adım öne geçirmek
52	Idioms	give (one) a jump on (someone or something) v.	(birine başka biri ile ilgili) koz vermek
53	Idioms	give (one) a jump on (someone or something) v.	(birini birine) yakalatmak
54	Idioms	give (one) the jump on (someone or something) v.	(birini başka birine karşı) avantajlı konuma getirmek
55	Idioms	give (one) the jump on (someone or something) v.	(birini birine karşı) üstün bir konuma getirmek
56	Idioms	give (one) the jump on (someone or something) v.	(birine başka birine karşı) avantaj/üstünlük kazandırmak
57	Idioms	give (one) the jump on (someone or something) v.	(birini başka birine karşı) bir adım öne geçirmek
58	Idioms	give (one) the jump on (someone or something) v.	(birine başka biri ile ilgili) koz vermek
59	Idioms	give (one) the jump on (someone or something) v.	(birini birine) yakalatmak
60	Idioms	give somebody the low-down (on somebody/something) v.	birine (biri/bir şey) hakkındaki gerçekleri söylemek
61	Idioms	give (one) a jump on (someone or something) v.	(birini birine/bir şeye) karşı avantajlı konuma getirmek
62	Idioms	give (one) a jump on (someone or something) v.	(birini birine/bir şeye) karşı üstün bir konuma getirmek
63	Idioms	give (one) a jump on (someone or something) v.	(birini birine/bir şeye) karşı bir adım öne geçirmek
64	Idioms	give (one) a jump on (someone or something) v.	(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek
65	Idioms	give (one) the jump on (someone or something) v.	(birini birine/bir şeye) karşı avantajlı konuma getirmek
66	Idioms	give (one) the jump on (someone or something) v.	(birini birine/bir şeye) karşı üstün bir konuma getirmek
67	Idioms	give (one) the jump on (someone or something) v.	(birini birine/bir şeye) karşı bir adım öne geçirmek
68	Idioms	give (one) the jump on (someone or something) v.	(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek
69	Idioms	give (one) an edge on (someone or something) v.	(birine biri/bir şey) karşısında avantaj kazandırmak
70	Idioms	give (one) an edge on (someone or something) v.	(birini birine/bir şeye) karşı üstün bir konuma getirmek
71	Idioms	give (one) an edge on (someone or something) v.	(birini birine/bir şeye) karşı bir adım öne geçirmek
72	Idioms	give (one) an edge on (someone or something) v.	(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek
73	Idioms	give (one) the edge on (someone or something) v.	(birine biri/bir şey) karşısında avantaj kazandırmak
74	Idioms	give (one) the edge on (someone or something) v.	(birini birine/bir şeye) karşı üstün bir konuma getirmek
75	Idioms	give (one) the edge on (someone or something) v.	(birini birine/bir şeye) karşı bir adım öne geçirmek
76	Idioms	give (one) the edge on (someone or something) v.	(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek
77	Idioms	give somebody the low-down (on somebody/something) v.	birine (biri/bir şey hakkındaki) gerçeği anlatmak
78	Idioms	give somebody the low-down (on somebody/something) v.	birine (biri/bir şey hakkında) bilgi vermek
79	Idioms	give (oneself or someone) a pat on the back v.	(kendini/birini) övmek
80	Idioms	give (oneself or someone) a pat on the back v.	(kendini/birini) methetmek
81	Idioms	give (someone) the lowdown (on something) v.	(birini bir konuda) bilgilendirmek
82	Idioms	give (someone) the lowdown (on something) v.	(birine bir şeyin) iç yüzünü anlatmak
83	Idioms	give (someone) the lowdown (on something) v.	(birine bir şeyden) haber vermek
84	Idioms	give (someone) the lowdown (on something) v.	(birine bir şeyin) detaylarını vermek
85	Idioms	give (someone) the lowdown (on something) v.	(birine) bir konuda kapsamlı/ayrıntılı bilgi vermek
86	Idioms	give (something) to (one) on a (silver) platter v.	(birine bir şeyi) altın tepside sunmak/vermek
87	Idioms	give (something) to (one) on a plate v.	(birine bir şeyi) altın tepside sunmak/vermek
88	Idioms	give a lead (on something) v.	(bir konuda) yol açmak
89	Idioms	give a lead (on something) v.	(bir konuda) yol göstermek
90	Idioms	give somebody the low-down (on somebody/something) v.	birine (biri/bir şey hakkında) bütün gerçekleri söylemek
91	Idioms	give somebody the low-down (on somebody/something) v.	birine (biri/bir şey hakkında) önemli unsurları söylemek
92	Idioms	give somebody a pat on the back v.	birini takdir etmek
93	Idioms	give yourself a pat on the back v.	kendini takdir etmek
94	Idioms	give up on (something) v.	(bir şeyi) bırakmak
95	Idioms	give up on (something) v.	(bir şeyi) yarıda bırakmak
96	Idioms	give up on (something) v.	(bir şeyden) vazgeçmek
97	Idioms	give up on somebody v.	birisinden umudu kesmek
98	Idioms	give up on somebody v.	birisinden ümidi kesmek
99	Idioms	give us your take on it expr.	senin düşüncen nedir
Speaking
100	Speaking	don't give up on me expr.	benden vazgeçme
101	Speaking	I won't give up on you expr.	senden vazgeçmem
102	Speaking	I can't give up on you expr.	senden vazgeçemem
103	Speaking	I won't give up on you expr.	senden vazgeçmeyeceğim
Trade/Economic
104	Trade/Economic	give on credit v.	veresiye vermek