Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
General | ||
General | good life n. | yüksek hayat standardı |
General | good life n. | yüksek hayat stili |
General | good life n. | ahlaki veya dini ilkelere göre yaşanmış hayat |
General | good life n. | bireyin kültürel ve maddi gelişimini destekleyen uyumlu yaşam |
General | good life n. | kendini gerçekleştirebilme |
Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
General | ||
General | make a good life for oneself v. | kendine iyi/güzel bir hayat kurmak |
Colloquial | ||
Colloquial | life has been good expr. | iyi bir hayat yaşadı/yaşadım/yaşadın |
Colloquial | life has been good expr. | hayat ona/bana/sana iyi davrandı |
Speaking | ||
Speaking | you've been good to me my whole life expr. | bana hayatım boyunca iyi davrandın |