hand in hand with - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

hand in hand with

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "hand in hand with" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 4 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
hand in hand with adv. ile birlikte
hand in hand with adv. elbirliği ile
hand in hand with adv. el ele elbirliği ile
hand in hand with adv. el ele

Bedeutungen, die der Begriff "hand in hand with" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 75 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
be hand in and glove with v. ile yakın ilişki içinde olmak
be spotted with cigarette in hand v. elinde sigarayla görüntülenmek
be spotted with cigarette in hand v. elinde sigarayla kameralara yansımak
Colloquial
with hat in hand expr. alçakgönüllülükle
with hat in hand expr. tevazuyla
Idioms
catch someone with his hand in the cookie jar v. birini suç üstü yakalamak
with one's hand in the till v. çalıştığı işletmeden para çalmak
with one's hand in the till v. patronu tırtıklamak
with one's hand in the till v. kasadan para çalmak
work hand in glove with somebody v. biriyle elele verip bir işe girişmek
work hand in glove with somebody v. dirsek temasına geçmek
work hand in glove with somebody v. dirsek temasında olmak
be caught with one's hand in the cookie jar v. enselenmek
work hand in glove with somebody v. işbirliğine girişmek
be caught with one's hand in the cookie jar v. suçüstü yakalanmak
hand in glove with someone v. sıkı fıkı olmak
work hand in glove with somebody v. sırt sırta vermek
find (one) with (one's) hand in the till v. (birini) suçüstü yakalamak
find (one) with (one's) hand in the till v. (birini) iş üstünde yakalamak
find (one) with (one's) hand in the till v. (birini) para çalarken yakalamak
find (one) with (one's) hand in the till v. (birini) iş yerinden para çalarken yakalamak
find (one) with (one's) hand in the till v. (birini) iş yerinden para sızdırırken yakalamak
catch (one) with (one's) hand in the till v. (birini) kendi iş yerinden/iş vereninden para çalarken yakalamak
catch (one) with (one's) hand in the cookie jar v. (birini) suçüstü yakalamak
catch (one) with (one's) hand in the cookie jar v. (birini) iş üstünde yakalamak
catch (one) with (one's) hand in the cookie jar v. (birini) kesin kanıtla/delille yakalamak
catch (one) with (one's) hand in the cookie jar v. (birini) rüşvet alırken yakalamak
catch (one) with (one's) hand in the cookie jar v. (birini) yasadışı bir şey yaparken yakalamak
catch (one) with (one's) hand in the cookie jar v. (birini) bir iş çevirirken yakalamak
catch someone with their hand in the cookie jar [us] v. birini suç üst yakalamak
catch someone with their hand in the cookie jar [us] v. birini iş üstünde yakalamak
catch someone with their hand in the cookie jar [us] v. birini bir iş çevirirken yakalamak
catch someone with their hand in the cookie jar [us] v. birini bir şey çalarken yakalamak
go hand in hand (with something) v. (bir şeyle) el ele gitmek
go hand in hand (with something) v. (bir şeyle) paralel gitmek
go hand in hand (with something) v. (bir şeyle) yakından bağlantılı ilerlemek
go hand in hand (with something) v. (bir şeyle) birlikte/yakın ilişki içinde ilerlemek
have (with) your hand in the till v. çalıştığı şirketten para çalmak
have (with) your hand in the till v. para araklamak
have (with) your hand in the till v. para tırtıklamak
have (with) your hand in the till v. işvereninden para çalmak
rule with an iron hand (in a velvet glove) v. katı bir şekilde yönetmek
rule with an iron hand (in a velvet glove) v. katı bir biçimde yönetmek
rule with an iron hand (in a velvet glove) v. acımasız bir şekilde/gaddarca yönetmek
rule with an iron hand (in a velvet glove) v. zorbalıkla yönetmek
rule with an iron hand (in a velvet glove) v. otoriter bir şekilde yönetmek
work hand in glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) yakın temas içerisinde çalışmak
work hand in glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) yakın iş birliği içerisinde çalışmak
work hand in glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) dirsek temasında olmak/çalışmak
work hand in glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) sırt sırta çalışmak
work hand in glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) yan yana/omuz omuza çalışmak
work hand in glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) ortaklaşa çalışmak
work hand in glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) bir arada çalışmak
with (one's) hand in the till adj. iş yerinden/iş vereninden para çalan
with (one's) hand in the till adj. iş yerinden/iş vereninden para sızdıran
caught with (one's) hand in the cookie jar adj. suçüstü yakalanmış
caught with (one's) hand in the cookie jar adj. iş üstünde yakalanmış
caught with (one's) hand in the cookie jar adj. kesin kanıtla/delille yakalanmış
caught with (one's) hand in the cookie jar adj. suçüstü yapılmış
hand in glove (with somebody) expr. (biriyle) iş birliği içinde
hand in glove (with somebody) expr. (biriyle) dirsek temasında
hand in glove (with somebody) expr. (biriyle) sırt sırta
hand in glove with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) iş birliği içinde
hand in glove with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) dirsek temasında
hand in glove with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) sırt sırta
with (one's) hand in the cookie jar expr. suçüstü
with (one's) hand in the cookie jar expr. iş üstünde
with (one's) hand in the cookie jar expr. kesin kanıtla/delille
with (one's) hand in the cookie jar expr. yasadışı bir şey yaparken
with (one's) hand in the cookie jar expr. bir iş çevirirken
with your hand in the cookie jar [us] expr. suçüstü
with your hand in the cookie jar [us] expr. iş üstünde
with your hand in the cookie jar [us] expr. kesin kanıtla/delille
with your hand in the cookie jar [us] expr. yasadışı bir şey yaparken
with your hand in the cookie jar [us] expr. bir iş çevirirken