hareket edebilen - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

hareket edebilen



Bedeutungen von dem Begriff "hareket edebilen" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
hareket edebilen movable adj.
General
hareket edebilen locomotive adj.

Bedeutungen, die der Begriff "hareket edebilen" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 48 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
vücudun hareket edebilen kısmı motive [obsolete] n.
hareket edebilen kimse mover n.
hareket edebilen şey mover n.
hareket edebilen kimse locomotor n.
çeviklikle hareket edebilen supple adj.
kendiliğinden hareket edebilen motile adj.
serbestçe hareket edebilen free-floating adj.
Technical
her yöne hareket edebilen tekerlek omniwheel n.
hareket edebilen kolon traveling column n.
hareket edebilen kolon moving column n.
hareket edebilen kolon travelling column n.
her yöne hareket edebilen tekerlek omni wheel n.
geri vitese sahip çift yöne hareket edebilen buhar motoru reversing engine n.
hareket edebilen şey locomotor n.
hareket edebilen geniş ayaklı köprü üzerine yerleştirilmiş güçlü bir vinç goliath n.
ileri geri hareket edebilen walking adj.
Computer
hareket edebilen akrep ve yelkovan movable hands n.
Mechanic
silindir veya tekerlek üzerinde hareket edebilen masa veya platform traveling table n.
yatay olarak ileri geri hareket edebilen delme makinesi traverse drill n.
otomatik olarak hareket edebilen mekanizma automaton n.
Automotive
ünitenin hareket edebilen parçası armature n.
Marine
su ile hareket edebilen canlılar plankton n.
(özel isim) hem karada hem suda hareket edebilen üç tekerlekli amfibiyen araç land shark n.
Medical
katalaz pozitif gram negatif hareket edebilen çubuk şekilli aerobik bir bakteri pseudomonas n.
normalden daha fazla hareket edebilen (eklem, kas, uzuv) hypermobile adj.
Chemistry
sülfür tuzlarının oluşumunda baz olarak hareket edebilen bir alkali sülfür sulphur base n.
Marine Biology
solungaçları ile hava soluyabilen, dikenli göğüs yüzgeçleri ile karada hareket edebilen küçük bir hint levreği climbing perch (anabas testudineus) n.
solungaçları ile hava soluyabilen, dikenli göğüs yüzgeçleri ile karada hareket edebilen küçük bir hint levreği anabas testudineus n.
Astronomy
birbiri içinde kayan eklemlerle hareket edebilen telescopic adj.
Botanic
spor ve gametleri kendiliğinden hareket edebilen mantarlar mastigomycota n.
spor ve gametleri kendiliğinden hareket edebilen mantarlar mastigomycotina n.
spor ve gametleri kendiliğinden hareket edebilen mantarlar subdivision mastigomycota n.
spor ve gametleri kendiliğinden hareket edebilen mantarlar subdivision mastigomycotina n.
Literature
devasa bir boyuta ulaşan, hareket edebilen ve insanları öldürebilen kurgusal bitki triffid n.
Philosophy
doğru ve yanlışa göre hareket edebilen varlık moral agent n.
Military
kara, su veya havada hareket edebilen uçakta çalışan asker triphibian n.
kara, su veya havada hareket edebilen uçakta çalışan komutan triphibian n.
kara, su veya havada hareket edebilen uçakta çalışan asker triphibious n.
kara, su veya havada hareket edebilen uçakta çalışan komutan triphibious n.
ana komutanlıktan uzakta bulunan ve bir yerden diğerine hızlıca hareket edebilen gemi filosu flying squadron n.
kara, su veya havada hareket edebilen uçakta çalışmaya uygun triphibian adj.
serbest ve hızlıca hareket edebilen mobile adj.
Mythology
her iki ucunda birer kafası bulunan ve ileri-geri hareket edebilen zehirli bir yılan amphisbaena n.
Archaic
dışarıdan tamamen bağımsız şekilde hareket edebilen automatic adj.
Ornithology
yumurtadan çıkar çıkmaz hareket edebilen kuşlar praecoces n.
yumurtadan çıkar çıkmaz hareket edebilen kuşlar precoces n.
yumurtadan çıkar çıkmaz hareket edebilen praecocial adj.
Entomology
böceklerde ve diğer eklembacaklıların çoğunda alt çene kemiğinin arkasında görülen, yatay hareket edebilen uzantılar maxilla n.