hastalanmak - Türkisch Englisch Wörterbuch

hastalanmak

Bedeutungen von dem Begriff "hastalanmak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 27 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
hastalanmak be taken ill v.
No sooner had she gone there than she was taken ill.
Oraya gider gitmez hastalandı.

More Sentences
hastalanmak get sick v.
It is easy for babies to get sick.
Bebeklerin hastalanması kolaydır.

More Sentences
hastalanmak become ill v.
After all, when you become ill abroad, you need care, not a symbol.
Ne de olsa yurtdışında hastalandığınızda bir sembole değil bakıma ihtiyacınız olur.

More Sentences
hastalanmak fall ill v.
Nobody knows how many more will fall ill in those regions.
O bölgelerde daha kaç kişinin hastalanacağını kimse bilmiyor.

More Sentences
hastalanmak get ill v.
She said she was very frightened and thought she was getting ill.
Çok korktuğunu ve hastalanacağını düşündüğünü söyledi.

More Sentences
hastalanmak sicken v.
The locals were sickened by the polluted water.
Bölge halkı kirli sular yüzünden hastalanmaktaydı.

More Sentences
hastalanmak fall sick v.
Just like human beings, animals also fall sick.
Tıpkı insanlar gibi hayvanlar da hastalanır.

More Sentences
hastalanmak become sick v.
Within a month all the chickens became sick.
Bir ay içinde bütün tavuklar hastalandı.

More Sentences
hastalanmak go down with v.
hastalanmak get laid v.
hastalanmak take ill v.
hastalanmak take sick v.
hastalanmak go down v.
hastalanmak ail v.
hastalanmak cast up v.
hastalanmak eale [obsolete] v.
hastalanmak eyle v.
hastalanmak sick [obsolete] v.
Phrasals
hastalanmak go down with v.
hastalanmak be down with v.
hastalanmak come down with v.
Idioms
hastalanmak take sick v.
hastalanmak take ill v.
hastalanmak be down with (something) v.
hastalanmak down with v.
hastalanmak go on the sick list v.
hastalanmak go crook [australia] v.

Bedeutungen, die der Begriff "hastalanmak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 7 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Phrasals
nedeniyle hastalanmak come down with v.
Tom came down with a cold.
Tom soğuk algınlığı nedeniyle hastalandı.

More Sentences
General
yalandan hastalanmak malinger v.
yalandan hastalanmak skulk v.
Idioms
sapır sapır dökülmek/hastalanmak fall like flies v.
sapır sapır dökülmek/hastalanmak die like flies v.
sapır sapır dökülmek/hastalanmak drop like flies v.
Military
yalancıktan hastalanmak play possum v.