Verlauf

high time

Bedeutungen von dem Begriff "high time" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 5 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	high time n.	tam zamanı
2	General	high time n.	en uygun zaman
3	General	high time n.	hoş vakit
4	General	high time n.	eğlence zamanı
Idioms
5	Idioms	high time expr.	(bir olay için) tam zamanı

Bedeutungen, die der Begriff "high time" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 34 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	all-time high n.	tüm zamanların en yükseği
2	General	all time high n.	en yüksek seviye
3	General	reach an all-time high v.	tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmak
4	General	be at all-time high v.	tüm zamanların en yüksek seviyesinde seyretmek
5	General	reach all-time high v.	tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmak
Colloquial
6	Colloquial	high old time [old-fashioned] adj.	son derece eğlenceli
7	Colloquial	high old time [old-fashioned] adj.	olağanüstü zevkli
8	Colloquial	high old time [old-fashioned] adj.	aşırı keyifli
9	Colloquial	all-time high (low) adj.	tüm zamanların en yükseği/düşüğü
10	Colloquial	all-time high (low) adj.	rekor seviye/en düşük seviye
11	Colloquial	all-time high (low) adj.	tüm zamanların en yükseği/düşüğü
12	Colloquial	all-time high (low) adj.	rekor seviye/en düşük seviye
13	Colloquial	it is high time expr.	artık zamanı (geldi)
14	Colloquial	it is high time that expr.	zamanı geldi de geçiyor
15	Colloquial	it is high time that expr.	zamanı geldi
16	Colloquial	it is high time that expr.	tam zamanı
17	Colloquial	it's high time (that)... expr.	…'nın zamanı çoktan gelmişti
18	Colloquial	it's high time (that)... expr.	…'nın zamanı geldi de geçiyor
19	Colloquial	it's high time (that)... expr.	…'nın zamanı geldi
Idioms
20	Idioms	have a high old time v.	bir şeyi yaparken çok eğlenmek
21	Idioms	have a high old time v.	eğlenceli/çok güzel vakit geçirmek
22	Idioms	have a high old time v.	çok keyif almak
23	Idioms	have a high old time v.	keyifli vakit geçirmek
24	Idioms	have a high old time v.	hoşça vakit geçirmek
Speaking
25	Speaking	it's high time n.	artık zamanı
26	Speaking	it's high time n.	(birşeyi yapmanın) tam zamanı
27	Speaking	it's high time expr.	tam vakti
28	Speaking	it is high time expr.	tam vakti
29	Speaking	it is high time expr.	(birşeyi yapmanın) tam zamanı
30	Speaking	it's high time expr.	zamanı geldi de geçti bile
Trade/Economic
31	Trade/Economic	all time high n.	fiyatların veya ekonomik faaliyetlerin en yüksek olduğu dönem
32	Trade/Economic	all-time high adj.	iktisadi faaliyetlerin en canlı olduğu zaman
Technical
33	Technical	high-level firing time n.	yüksek düzey ateşleme süresi
Food Engineering
34	Food Engineering	high temperature -short time n.	yüksek sıcaklık kısa süre