Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
General | ||
General | import from v. | getirtmek |
Computer | ||
Computer | import from n. | alma kaynağı |
Computer | import from n. | alma yeri |
Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | import (something) from (some place) v. | (bir yerden bir şey) ithal etmek | ||
The EU is dependent for energy on gas imported from the east. AB enerji açısından doğudan ithal edilen gaza bağımlıdır. More Sentences |
||||
General | ||||
General | import products from abroad v. | yurt dışından ürün satın almak | ||
General | import goods from abroad v. | yurt dışından ürün satın almak | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | import something (from something) (into something) v. | (bir şeyden) bir şey alıp (bir yere) ithal etmek/getirmek | ||
Phrasals | import (something) from (some place) v. | (bir ülkeden bir şey) getirmek/getirtmek | ||
Phrasals | import (something) from (some place) into (some place) v. | (bir şeyi bir yerden bir yere) ithal etmek | ||
Phrasals | import (something) from (some place) into (some place) v. | (bir şeyi bir ülkeden bir ülkeye) getirmek/getirtmek | ||
Computer | ||||
Computer | import lists from n. | listelerin alınacağı yer |