in a place - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

in a place



Bedeutungen, die der Begriff "in a place" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 73 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
set a place in order v. bir yeri düzene sokmak
place in a competition v. derece almak
have a special place in one's heart v. birinin kalbinde özel bir yere sahip olmak
leave a place in a shambles v. bir yeri darmadağınık bir halde bırakmak
have a special place in one's life v. hayatında özel bir yere sahip olmak
be kept in a place v. saklanmak
place in a dilemma v. çıkmaza sokmak
set a place in order v. bir yeri derleyip toplamak
place (in a competition) v. dereceye girmek
turn a place in a very noisy disordered state v. curcunaya çevirmek
turn a place in a very noisy disordered state v. curcunaya vermek
turn a place in a very noisy disordered state v. curcunaya döndürmek
turn a place in a very noisy disordered state v. ortalığı ellialtıya vermek
put in a secret place v. zulaya atmak
hide in a secret place v. zula etmek
hide in a secret place v. zulaya atmak
be situated in (a place) v. yer almak
put in a secret place v. zula etmek
place (in a competition) v. derece kazanmak
get to (a place) in time v. bir yere yetişmek
gather in (a place) v. temerküz etmek
get a place in no time flat v. soluğu (bir yerde) almak
take/gain a place in society v. toplumda yer edinmek
feel that you belong in a place v. kendini bir yere ait hissetmek
attain a place in the market v. pazarda yerini almak
attain a place in the market v. pazarda/piyasada yer edinmek
attain a place in the market v. piyasada yerini almak
gain a place in the market v. piyasada yerini almak
gain a place in the market v. pazarda/piyasada yer edinmek
gain a place in the market v. pazarda yerini almak
put someone in a different place v. birini farklı bir yere koymak
in a different place adv. başka bir yerde
in a higher place adv. daha yüksek bir yerde
in a higher place adv. daha yükseğe
Phrasals
set something in a place v. bir yere kurmak
set in a place v. bir yere kurmak
Phrases
keep in a cool and dry place expr. soğuk ve kuru bir yerde muhafaza edin
Proverb
a woman's place is in the home kadının yeri evidir
a place for everything, and everything in its place her şeyin bir yeri var ve her şey yerli yerine konmalı
a place for everything, and everything in its place her şeyin bir yeri var ve her şey yerli yerinde olmalı
a place for everything, and everything in its place her şeyin bir yeri olmalı ve her şey kullanıldıktan sonra yerli yerine konmalı
a place for everything, and everything in its place aldığın şeyi yerine koy
Colloquial
a place for everything and everything in its place n. her şey yerli yerinde olması ve o şekilde bırakılması
a place in the sun n. iyi bir konum
a place in the sun n. parlak bir konum
in a place like this expr. böyle bir yerde
Idioms
a place in the sun n. iyi bir konum
a place in the sun n. avantajlı bir konum
a place in the sun n. elverişli bir konum
a place in the sun n. parlak bir konum
arrive (some place) in a body v. toplu halde/beraberce gelmek
arrive (some place) in a body v. grup halinde varmak
arrive (some place) in a body v. hep birlikte varmak/ulaşmak/gelmek
reach (some place) in a body v. grup halinde varmak
reach (some place) in a body v. hep birlikte varmak/ulaşmak/gelmek
reach (some place) in a body v. topluca varmak
have a place in something v. bir şeyde rolü/yeri/payı olmak
place one's head in a noose v. kendini tehlikeli bir duruma sokmak
place one's head in a noose v. kendi sonunu hazırlamak
have a place in v. önemli olmak
have a place in v. önem taşımak
have a place in v. önemli bir yer tutmak
have a place in v. yeri olmak
Speaking
put it in a prominent place n. göze çarpan bir yere koy
put it in a prominent place n. görünen bir yere koy
a slight decline took place in the prices expr. fiyatlarda hafif bir düşüş gerçekleşti
my dream house is in a quiet place expr. hayalimdeki ev sessiz bir yerde
Trade/Economic
place in a fund v. fona koymak
gain a place in the market v. piyasalaşmak
attain a place in the market v. piyasalaşmak
Law
in the place of a parent expr. anne/baba yerine
in the place of a parent expr. ebeveyn yerine
in the place of a parent expr. (çocuğunun/öğrencinin) velisi yerine