| Englisch | Türkisch | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | inimitable adj. | taklit edilemez | ||
|
Our employees are our greatest and inimitable brand value. Çalışanlarımız bizim en büyük ve taklit edilemez marka değerimizdir. More Sentences |
||||
| General | inimitable adj. | eşsiz | ||
|
Her singing voice was truly inimitable. Kadının sesi gerçekten eşsizdi. More Sentences |
||||
| General | inimitable adj. | benzersiz | ||
| General | inimitable adj. | taklit etmeye değmeyen | ||