Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | iyi görmek | see well v. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | iki müzik grubunun ya da müzisyenin kimin daha iyi olduğunu görmek için karşı karşıya gelmesi | rock off n. |
General | görmek (iyi bir şey) | receive v. |
Proverb | ||
Proverb | her şeyi olduğundan iyi görmek | all someone's geese are swans |
Proverb | her şeyi olduğundan iyi görmek | all someone's geese are swans |
Colloquial | ||
Colloquial | iyi iş görmek | do nicely v. |
Idioms | ||
Idioms | en iyi sonucu görmek için uygulanan bekleme taktiği | a waiting game n. |
Idioms | en iyi sonucu görmek için uygulanan bekleme taktiği | the waiting game n. |
Idioms | birinin (sadece) iyi taraflarını/yönlerini görmek | see the best in someone v. |
Idioms | iyi günler görmek | see better days v. |
Idioms | (birini/bir şeyi) iyi görmek | get a good look at (someone or something) v. |
Idioms | (biri için) her şeyi olduğundan iyi görmek | all his geese are swans expr. |
Archaic | ||
Archaic | en iyi örnek olarak görmek | paragon v. |
British Slang | ||
British Slang | gözleri çok iyi görmek | have x-ray eyes v. |