iyi iş! - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

iyi iş!



Bedeutungen von dem Begriff "iyi iş!" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Colloquial
iyi iş! that's the idea! expr.

Bedeutungen, die der Begriff "iyi iş!" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 94 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
çok iyi bir iş a plum job n.
kolay ve iyi maaşlı bir iş sinecure n.
çok iyi bir iş a plum post n.
birinin en iyi yaptığı iş forte n.
iyi iş belgesi recommendation n.
iyi iş good job n.
iyi kotarılmış bir iş feat n.
maaşı daha iyi olan iş better paid job n.
daha iyi maaşlı iş better paid job n.
iyi (bir) iş decent work n.
kolay, rahat ve iyi maaşlı iş feather-bed n.
kolay, rahat ve iyi maaşlı iş featherbed n.
iyi iş çıkarmak do a good job v.
iyi iş yapmak do a good job v.
daha iyi bir iş çıkartmak do a better job v.
(iş vb.) iyi gitmek shape up v.
iyi iş çıkarmak cook v.
kolay ve iyi maaşlı iş yapısında olan sinecural adj.
kolay ve iyi maaşlı iş özellikleri bulunan sinecure adj.
iyi iş çıkararak beauty [canada] adv.
iyi iş çıkardın! good job interj.
Phrasals
daha iyi iş çıkarmak/yapmak beat out v.
daha iyi iş çıkarmak/yapmak beat someone out v.
daha iyi iş çıkarmak/yapmak beat someone/something out v.
Proverb
işbaşına yeni gelen kimse iyi iş görür a new broom sweeps clean
bir iş iyi yapılsın istiyorsan kendin yapacaksın if you want it done well, do it yourself
bir iş iyi yapılsın istiyorsan kendin yapacaksın if you want something done well, do it yourself
Colloquial
iyi bir iş sahibi orta sınıftan kimse yuppie n.
çok iyi bir iş yapmak do a hell of a job v.
iyi iş yapmak be doing ok v.
iyi iş yapmak be doing okay v.
iyi iş görmek do nicely v.
iyi iş çıkardın! gj (good job) interj.
orada iyi iş çıkardın nice work in there expr.
orada iyi iş çıkardınız nice work in there expr.
iyi iş valla that's a fine how-de-do expr.
iyi/güzel iş çıkardın nice work expr.
iyi iş that's the idea expr.
iyi iş that's the way expr.
çok iyi iş! nice work! [uk] exclam.
Idioms
iyi yönetilen ve verimli iş tight ship n.
kazançlı/iyi para getiren iş stroke of business n.
daha iyi iş/yaşam/koşullar greener pastures n.
dengeyi iyi kurmayı gerektiren iş a balancing act n.
iyi giden iş/girişim a going concern n.
iyi gelir/kar getiren iş/faaliyet a gold mine n.
iyi bir iş hayatı a good innings [uk/australia] n.
yapacak daha iyi bir iş other fish to fry n.
iyi iş sweet deal n.
(her gerektiğinde) çok çalışarak iyi iş çıkarmak answer the bell v.
(bir şeyde birinden) daha iyi iş çıkarmak make a better fist of (something) v.
iyi iş çıkarmak earn (one's) corn [uk] v.
iyi iş çıkarmak earn your corn [uk] v.
daha iyi ve karlı bir iş bulmak be on to a good thing v.
çok iyi bir iş çıkarmak make a good fist of doing something v.
iyi iş çıkarmak knock it out of the park v.
iyi bir iş çıkarmak make a good fist of something v.
iyi bir iş çıkarmak make a good fist of doing something v.
iyi (bir iş) yapmak make a good fist of (something) [uk] v.
iyi bir iş çıkarmak make a good fist of (something) [uk] v.
iyi iş çıkarmak do it up brown v.
(birinin) yaptığı iyi/başarılı bir iş nedeniyle kendisine harcanan parayı hak etmek earn (one's) corn [uk] v.
(birinin) yaptığı iyi/başarılı bir iş nedeniyle kendisine harcanan parayı hak etmek earn your corn [uk] v.
iyi iş çıkarmak knock (something) out of the ballpark v.
iyi iş çıkarmak knock (something) out of the park v.
elinden iyi iş gelmek be good with (one's) hands v.
elinden iyi iş gelmek be good with your hands v.
iyi yaptığı bir iş olmak be your strong point v.
iyi yaptığı bir iş olmak be your strong suit v.
(bir şeyde) iyi iş çıkarmak do a good job (on something) v.
(bir şeyde) iyi iş çıkarmak make a good job of something v.
(bir şeyde) iyi iş yapmak do a roaring trade (in something) v.
iyi iş çıkarmak give a good account of v.
iyi iş çıkarmak give a good account of yourself v.
iyi bir iş çıkarmak make a good fist of (something) v.
başkalarıyla iş birliği yapmak konusunda iyi olmak play well with others v.
çok iyi bir iş/parti/hikaye a whale of a (job/party/story) expr.
(genellikle alaycı bir ifadeyle) devletin yapacağı/yaptığı iş kadar iyi close enough for government work expr.
(genellikle alaycı bir ifadeyle) devletin yapacağı/yaptığı iş kadar iyi good enough for government work expr.
iyi iş (jolly) good show [uk] expr.
Speaking
çok iyi iş çıkartıyorsun you're doing a great job expr.
helal olsun, iyi iş çıkardın well done, you did a great job expr.
iyi iş çıkardığınızı duydum I hear you've done very well for yourself expr.
iyi iş çıkardın it's nice work expr.
iyi iş başardın nicely done expr.
iyi iş çıkardınız it's nice work expr.
ona hakkını vermelisin çok iyi bir iş çıkardı you've really got to hand it to him he has done a fine job expr.
Trade/Economic
bir işte iyi ve kaliteli iş yapma arzusu competence motive n.
iyi iş günü red letter day n.
kişi ve örgüt ihtiyaçlarının en iyi biçimde karşılanması için iş niteliklerini belirleme süreci job design n.
Slang
iyi iş çıkarmak stonker v.
gururlanılacak veya takdir kazandıracak kadar iyi iş çıkarmak represent [us] v.
(diğerlerinin gözünü korkutacak ölçüde) iyi iş çıkarmak own v.
Modern Slang
çok iyi iş anlaşması a catch n.