| Türkisch | Englisch | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | kültürel alan | cultural sphere n. | ||
|
The agreement envisions co-operation in the political, economic and cultural spheres. Anlaşmada siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda işbirliği öngörülüyor. More Sentences |
||||
| Psychology | ||||
| Psychology | kültürel alan | cultural domain n. | ||
| Türkisch | Englisch | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | ekonomik veya kültürel merkez olan bir şehrin uydularını içeren alan | hinterland n. |
| General | ortak kültürel özelliklere sahip coğrafi alan | culture area n. |
| Social Sciences | ||
| Social Sciences | maori kabilelerinin veya ailelerinin kültürel ve kutsal toplanma mekanlarının önünde yer alan, misafirlerin resmi kabullerinin ve diğer resmi faaliyetlerin yapıldığı açık alan | marae n. |
| Literature | ||
| Literature | rönesans dönemi'nde ortaya çıkmış, klasik dönem çalışmalarını temel alan kültürel bir akım | humanism n. |