Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | karamsar olma | pessimism n. | ||
Her constant pessimism about the future made it difficult to remain optimistic. Gelecek hakkında sürekli karamsar oluşu iyimser bir yaklaşımı zorlaştırıyordu. More Sentences |
||||
General | karamsar olma | mopiness n. |