Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | kaygılar | worries n. | ||
Due to worries about the future, both of them do not want children. Gelecek kaygısı yüzünden ikisi de çocuk istemiyor. More Sentences |
||||
General | kaygılar | concerns n. | ||
The issue must therefore continue to one of our main concerns. Dolayısıyla bu konu temel kaygılarımızdan biri olmaya devam etmelidir. More Sentences |
||||
General | kaygılar | anxieties n. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | etik kaygılar | ethical concerns n. |
General | dünyevi kaygılar | worldly concern n. |
General | entelektüel kaygılar | dream world n. |
Social Sciences | ||
Social Sciences | bireyin kişisel kaygılar dünyasına çekilme eğilimi | privatization n. |
Social Sciences | bireyin kişisel kaygılar dünyasına çekilme eğilimi | privatisation n. |
Religious | ||
Religious | seküler yaşam ve kaygılar | world n. |
Religious | dünyevi yaşam ve kaygılar | world n. |