Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Verlauf
keep something on
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Bedeutungen von dem Begriff
"keep something on"
im Türkisch Englisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
General
1
General
keep something on
v.
bir şeyi kullanmaya devam etmek
Bedeutungen, die der Begriff
"keep something on"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 267 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
General
1
General
keep something on the back burner
v.
daha sonra bakmak üzere bir kenara koymak
2
General
keep something on the back burner
v.
sonra çalışmak üzere şimdilik ertelemek
3
General
keep on the left-hand side of something
v.
bir şeyin solunda kalmak/olmak
4
General
keep on the left side of something
v.
bir şeyin solundan gitmek
5
General
keep on the left-hand side of something
v.
bir şeyin solundan gitmek
6
General
keep on the left side of something
v.
bir şeyin solunda kalmak/olmak
7
General
keep something on the agenda
v.
bir şeyi gündemde tutmak
Phrasals
8
Phrasals
keep on someone (about something)
v.
birine sürekli bir şeyi yapmasını hatırlatmak
9
Phrasals
keep on someone (about something)
v.
başının etini yemek
10
Phrasals
keep on someone (about something)
v.
birine sürekli bir şeyi yapması için dırdır etmek
11
Phrasals
keep on someone about something
v.
başının etini yemek
12
Phrasals
keep on someone about something
v.
birine sürekli olarak birşeyi yapmasını hatırlatmak
13
Phrasals
keep on top of something
v.
bir şeyden (gelişmeler vb) haberdar olmak
14
Phrasals
keep someone on (something)
v.
birinin bir şeyin üzerinde kalmasına yardım etmek
15
Phrasals
keep someone on (something)
v.
birinin düşmeden bir şeyin üstünde durmasını sağlamak
16
Phrasals
keep someone on (something)
v.
birini çalıştırmaya devam etmek
17
Phrasals
keep someone on (something)
v.
birini çalışan olarak tutmaya devam etmek
18
Phrasals
keep on someone (about something)
v.
birinin bir şeyi yapmasını sürekli hatırlatmak
19
Phrasals
keep on someone (about something)
v.
birini bir şeyi yapması için sürekli teşvik etmek
20
Phrasals
keep on someone (about something)
v.
birinin başının etini yemek
21
Phrasals
keep on someone (about something)
v.
birine bir şeyi yapması için sürekli dırdır etmek
22
Phrasals
keep on something
v.
bir şeyin üzerinde kalmak
23
Phrasals
keep on something
v.
düşmeden bir şeyin üstünde durmak
24
Phrasals
keep on something
v.
bir şeye dikkatini vermek
25
Phrasals
keep on something
v.
bir şeyle yakından ilgilenmek
26
Phrasals
keep on something
v.
bir şeyin başında durmak/tepesinde dikilmek
27
Phrasals
keep on (one) about (something)
v.
(birinin bir şeyi) yapmasını sürekli hatırlatmak
28
Phrasals
keep on (one) about (something)
v.
(birinin bir konuda) başının etini yemek
29
Phrasals
keep on (one) about (something)
v.
(bir şeyi) yapması için (birine) dırdır etmek
30
Phrasals
keep on (one) about (something)
v.
(bir konuda birini) sürekli sıkıştırmak/dürtmek
31
Phrasals
keep on (one) about (something)
v.
(birini bir konuda) sürekli teşvik etmek
32
Phrasals
keep on (one) about (something)
v.
(bir konuda birinin) peşini bırakmamak
33
Phrasals
keep on (one) about (something)
v.
(bir konuda birini) sürekli motive etmek
34
Phrasals
keep on with (something)
v.
(bir şeye) devam etmek
35
Phrasals
keep on with (something)
v.
(bir şeyi) devam ettirmek
36
Phrasals
keep on with (something)
v.
(bir şeyi) sürdürmek
37
Phrasals
keep on with (something)
v.
(bir şeyi) azimle/ısrarla devam ettirmek
38
Phrasals
keep on with (something)
v.
(bir şeyde) azimli/kararlı olmak
Colloquial
39
Colloquial
keep on about something
v.
lafı uzatmak
40
Colloquial
keep on about something
v.
lafı sündürmek
41
Colloquial
keep on about something
v.
kafa şişirmek
42
Colloquial
keep on about something
v.
kafa ütülemek
43
Colloquial
keep on about something
v.
kafa açmak
44
Colloquial
keep on about something
v.
bıktırana kadar konuşmak/anlatmak
45
Colloquial
keep on at somebody (to do something)
v.
(bir şey yapması için) birinin üstüne varmak/gitmek
46
Colloquial
keep (going) on at someone or something
v.
birinin/bir şeyin üstüne varmak
47
Colloquial
keep (going) on at someone or something
v.
birinin/bir şeyin üstüne gitmek
48
Colloquial
keep (going) on at someone or something
v.
birine/bir şeye yüklenmek
49
Colloquial
keep (going) on at someone or something
v.
birinin/bir şeyin başının etini yemek
50
Colloquial
keep on at somebody (to do something)
v.
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek
Idioms
51
Idioms
keep close tabs on (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) izleyip durmak
52
Idioms
keep close tabs on (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) sürekli gözlem altında tutmak
53
Idioms
keep close tabs on (someone or something)
v.
gözünü üstünden ayırmamak
54
Idioms
keep close tabs on (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) yakından takip etmek
55
Idioms
keep close tabs on (someone or something)
v.
her hareketini gözlemlemek
56
Idioms
keep close tabs on (someone or something)
v.
göz hapsine almak
57
Idioms
keep on about something
v.
lafı uzatmak
58
Idioms
keep on about something
v.
kafa şişirmek
59
Idioms
keep on about something
v.
kafa ütülemek
60
Idioms
keep on about something
v.
baş şişirmek/kafa açmak
61
Idioms
keep on about something
v.
vır vır etmek
62
Idioms
keep (going) on about someone or something
v.
(biri ve bir şey hakkında) hiç durmadan konuşmak
63
Idioms
keep (going) on about someone or something
v.
(biri ve bir şey hakkında) lafı uzatmak
64
Idioms
keep (going) on about someone or something
v.
(biri ve bir şey hakkında) kafa ütülemek
65
Idioms
keep (going) on about someone or something
v.
papağan gibi konuşmak
66
Idioms
keep (going) on about someone or something
v.
vır vır etmek
67
Idioms
keep (going) on about (something)
v.
(biri ve bir şey hakkında) hiç durmadan konuşmak
68
Idioms
keep (going) on about (something)
v.
(biri ve bir şey hakkında) lafı uzatmak
69
Idioms
keep (going) on about (something)
v.
(biri ve bir şey hakkında) kafa ütülemek
70
Idioms
keep (going) on about (something)
v.
papağan gibi konuşmak
71
Idioms
keep (going) on about (something)
v.
vır vır etmek
72
Idioms
keep (going) on about (someone or something)
v.
lafı uzatmak/kafa ütülemek/baş şişirmek
73
Idioms
keep (going) on about (someone or something)
v.
(biri ve bir şey hakkında) hiç durmadan konuşmak
74
Idioms
keep (going) on about (someone or something)
v.
papağan gibi konuşmak
75
Idioms
keep (going) on about (someone or something)
v.
vır vır etmek
76
Idioms
keep harping on something
v.
aynı şeyleri tekrarlayıp durmak
77
Idioms
keep something on its feet
v.
birşeyi ayakta tutmak
78
Idioms
keep one eye on something
v.
bir gözü (dikkati) başka bir şeyde olmak
79
Idioms
keep someone's attention fixed on something
v.
birinin dikkatini bir şeyin üzerinde sabit tutmak
80
Idioms
keep something on an even keel
v.
bir şeyi dengede tutmak
81
Idioms
keep a lid on something
v.
bir şeyin yayılmasını/gelişmesini engellemek
82
Idioms
keep harping on something
v.
diline dolamak
83
Idioms
keep harping on something
v.
dilinden düşürmemek
84
Idioms
keep harping on something
v.
dönüp dolaşıp aynı şeyi anlatmak
85
Idioms
keep one's finger on the pulse of something
v.
nabzını tutmak
86
Idioms
keep harping on something
v.
şikayet edip durmak
87
Idioms
keep a weather eye on something
v.
(bir durum hakkında) gözünü dört açmak
88
Idioms
keep a beady eye on (someone or something)
v.
gözünü (birinin/bir şeyin) üstünden ayırmamak
89
Idioms
keep a beady eye on (someone or something)
v.
gözü (birinin/bir şeyin) üstünde olmak
90
Idioms
keep a beady eye on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakından izlemek
91
Idioms
keep a beady eye on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) dikkatle/yakından takip etmek
92
Idioms
keep one's beady eye on (someone or something)
v.
gözünü (birinin/bir şeyin) üstünden ayırmamak
93
Idioms
keep one's beady eye on (someone or something)
v.
gözü (birinin/bir şeyin) üstünde olmak
94
Idioms
keep one's beady eye on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakından izlemek
95
Idioms
keep one's beady eye on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) dikkatle/yakından takip etmek
96
Idioms
keep a firm grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak
97
Idioms
keep a firm grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkı sıkı tutmak
98
Idioms
keep a firm grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkıca kavramak
99
Idioms
keep a firm grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkıca yakalamak
100
Idioms
keep a firm grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakın markajına almak
101
Idioms
keep a firm grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkı denetim altına almak
102
Idioms
keep a firm grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakın markaja almak
103
Idioms
keep a firm grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkı kontrol altına almak
104
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
(biri/bir şey) hakkında aynı şeyleri tekrarlayıp durmak
105
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
sürekli (birinden/bir şeyden) söz etmek
106
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
sürekli (birine/bir şeye) değinmek
107
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
sürekli (birinden/bir şeyden) bahsetmek
108
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
sürekli (birinin/bir şeyin) lafını etmek
109
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
dönüp dolaşıp (birinden/bir şeyden) bahsetmek
110
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
sürekli (birinden/bir şeyden) yakınmak
111
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) şikayet edip durmak
112
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) diline dolamak
113
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) dilinden düşürmemek
114
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
sürekli (biri/bir şey) hakkında dert yanmak
115
Idioms
keep on at somebody (to do something)
v.
(bir şey yapması için) birinin üstüne gitmek/varmak
116
Idioms
keep on at somebody (to do something)
v.
(bir şey yapması için) birini eleştirmek
117
Idioms
keep on at somebody (to do something)
v.
(bir şey yapması için) birini üstelemek
118
Idioms
keep on at somebody (to do something)
v.
(bir şey yapması için) birinin ensesinde boza pişirmek
119
Idioms
keep on at somebody (to do something)
v.
(bir şey yapması için) birini sıkboğaz etmek
120
Idioms
keep on at somebody (to do something)
v.
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek
121
Idioms
keep a beady eye on somebody/something
v.
gözü birinin/bir şeyin üstünde olmak
122
Idioms
keep a beady eye on somebody/something
v.
birini/bir şeyi dikkatlice gözlemlemek
123
Idioms
keep a beady eye on somebody/something
v.
birinden/bir şeyden gözünü ayırmamak
124
Idioms
keep an open mind (on/about something)
v.
(bir şey konusunda) açık görüşlü olmak
125
Idioms
keep an open mind (on/about something)
v.
(bir şey konusunda) ön yargılı olmamak
126
Idioms
have/keep an open mind (on/about something)
v.
(bir konuda) açık görüşlü/fikirli olmak
127
Idioms
have/keep an open mind (on/about something)
v.
(bir konuda) ön yargılı olmamak
128
Idioms
have/keep an open mind (on/about something)
v.
(bir konuda) görüş değiştirmeye açık olmak
129
Idioms
have/keep an open mind (on/about something)
v.
(bir konuda) esnek görüşlü olmak
130
Idioms
keep (a) close watch on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakın markajına almak
131
Idioms
keep (a) close watch on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakın markaja almak
132
Idioms
keep (a) close watch on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakından izlemek/takip etmek
133
Idioms
keep (a) close watch on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) gözetim altında tutmak
134
Idioms
keep (a) close watch on (someone or something)
v.
gözü (birinin ya da bir şeyin) üstünde olmak
135
Idioms
keep (a) close watch on (someone or something)
v.
(birine ve bir şeye karşı) gözünü dört açmak
136
Idioms
keep (one's) eyes on (someone or something)
v.
gözü (birinin/bir şeyin) üstünde olmak
137
Idioms
keep (one's) eyes on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakar olmak
138
Idioms
keep (one's) eyes on (someone or something)
v.
gözünü (birinden/bir şeyden) ayırmamak
139
Idioms
keep (one's) eyes on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) dikkat etmek
140
Idioms
keep (one's) mind on (something)
v.
düşüncelerini (bir şey) üzerinde yoğunlaştırmak
141
Idioms
keep (one's) mind on (something)
v.
kafasını/aklını (bir şeye) vermek
142
Idioms
keep (one's) mind on (something)
v.
(bir şey) üzerinde yoğunlaşmak
143
Idioms
keep (one's) mind on (something)
v.
(bir şeyi) aklından çıkarmamak
144
Idioms
keep one's an eye on (someone or something)
v.
gözü (birinin/bir şeyin) üstünde olmak
145
Idioms
keep one's an eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakar olmak
146
Idioms
keep one's an eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) dikkat etmek
147
Idioms
keep one's an eye on (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) gözünü ayırmamak
148
Idioms
keep one's an eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) göz kulak olmak
149
Idioms
keep an eye on (someone or something)
v.
gözü (birinin/bir şeyin) üstünde olmak
150
Idioms
keep an eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakar olmak
151
Idioms
keep an eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) dikkat etmek
152
Idioms
keep an eye on (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) gözünü ayırmamak
153
Idioms
keep an eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) göz kulak olmak
154
Idioms
keep (something) on (its) feet
v.
(bir şeyi) ayakta tutmak
155
Idioms
keep (something) on (its) feet
v.
(bir şeyi) çalışır halde tutmak
156
Idioms
keep (something) on (its) feet
v.
(bir şeyi) devam ettirmek
157
Idioms
keep (something) on the down low
v.
(bir şeyi) gizli tutmak
158
Idioms
keep (something) on the down low
v.
(bir şeyi) kimseye söylememek
159
Idioms
keep (something) on the down low
v.
(bir şeyi) sır olarak tutmak
160
Idioms
keep (something) on the down low
v.
(bir haberi) pek yaymamak
161
Idioms
keep (something) on the hush
v.
(bir şeyi) gizli tutmak
162
Idioms
keep (something) on the hush
v.
(bir şeyi) kimseye söylememek
163
Idioms
keep (something) on the hush
v.
(bir şeyi) sır olarak tutmak
164
Idioms
keep (something) on the hush
v.
(bir haberi) pek yaymamak
165
Idioms
keep (something) on the hush-hush
v.
(bir şeyi) gizli tutmak
166
Idioms
keep (something) on the hush-hush
v.
(bir şeyi) kimseye söylememek
167
Idioms
keep (something) on the hush-hush
v.
(bir şeyi) sır olarak tutmak
168
Idioms
keep (something) on the hush-hush
v.
(bir haberi) pek yaymamak
169
Idioms
keep a close eye on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakın markajına almak
170
Idioms
keep a close eye on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakın markaja almak
171
Idioms
keep a close eye on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakından izlemek/takip etmek
172
Idioms
keep a close eye on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) gözetim altında tutmak
173
Idioms
keep a close eye on (someone or something)
v.
gözü (birinin ya da bir şeyin) üstünde olmak
174
Idioms
keep a close eye on (someone or something)
v.
(birine ve bir şeye karşı) gözünü dört açmak
175
Idioms
keep a close eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) göz kulak olmak
176
Idioms
keep a close eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakar olmak
177
Idioms
keep a close eye/watch on somebody/something
v.
birini/bir şeyi yakın markajına almak
178
Idioms
keep a close eye/watch on somebody/something
v.
birini/bir şeyi yakın markaja almak
179
Idioms
keep a close eye/watch on somebody/something
v.
birini/bir şeyi yakından izlemek/takip etmek
180
Idioms
keep a close eye/watch on somebody/something
v.
birini/bir şeyi gözetim altında tutmak
181
Idioms
keep a close eye/watch on somebody/something
v.
gözü birinin ya da bir şeyin üstünde olmak
182
Idioms
keep a close eye/watch on somebody/something
v.
birine ve bir şeye karşı gözünü dört açmak
183
Idioms
keep a close rein on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkı markaj altına almak
184
Idioms
keep a close rein on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakın markajına almak
185
Idioms
keep a close rein on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkı/yakın markaja almak
186
Idioms
keep a close rein on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) kontrolünü/iplerini eline almak
187
Idioms
keep a close rein on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sürekli/yakından izlemek
188
Idioms
keep a tab on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) izlemek
189
Idioms
keep a tab on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) takip etmek
190
Idioms
keep a tab on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) gözetlemek
191
Idioms
keep a tight grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakın markajına almak
192
Idioms
keep a tight grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakın markaja almak
193
Idioms
keep a tight grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkı denetim altında tutmak
194
Idioms
keep a tight grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) dizginlemek
195
Idioms
keep a tight grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) kontrol altından tutmak
196
Idioms
keep a tight rein on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkı markaj altına almak
197
Idioms
keep a tight rein on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakın markajına almak
198
Idioms
keep a tight rein on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkı/yakın markaja almak
199
Idioms
keep a tight rein on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) kontrolünü/iplerini eline almak
200
Idioms
keep a tight rein on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) kontrol altından tutmak
201
Idioms
keep a tight rein on somebody/something
v.
birini/bir şeyi sıkı markaj altına almak
202
Idioms
keep a tight rein on somebody/something
v.
birini/bir şeyi yakın markajına almak
203
Idioms
keep a tight rein on somebody/something
v.
birini/bir şeyi sıkı/yakın markaja almak
204
Idioms
keep a tight rein on somebody/something
v.
birinin/bir şeyin kontrolünü/iplerini eline almak
205
Idioms
keep a tight rein on somebody/something
v.
birini/bir şeyi kontrol altından tutmak
206
Idioms
keep a weather eye on (someone or something) [uk/australia]
v.
(biri/bir şey hakkında) gözlerini dört açmak
207
Idioms
keep a weather eye on (someone or something) [uk/australia]
v.
(birine/bir şeye) dikkat kesilmek
208
Idioms
keep a weather eye on (someone or something) [uk/australia]
v.
(biri/bir şey hakkında) tetikte olmak
209
Idioms
keep an eye on somebody/something
v.
birine/bir şeye göz kulak olmak
210
Idioms
keep an eye on somebody/something
v.
gözü birinin/bir şeyin üzerinde olmak
211
Idioms
keep an eye on somebody/something
v.
birinden/bir şeyden gözünü ayırmamak
212
Idioms
keep an eye on somebody/something
v.
birinin/bir şeyin takibini yapmak
213
Idioms
keep an eye on somebody/something
v.
birini/bir şeyi gözetmek
214
Idioms
keep an eye on somebody/something
v.
birine/bir şeye dikkat etmek
215
Idioms
keep an eye on somebody/something
v.
birine/bir şeye bakarak olmak
216
Idioms
keep your eye on somebody/something
v.
birine/bir şeye göz kulak olmak
217
Idioms
keep your eye on somebody/something
v.
gözü birinin/bir şeyin üzerinde olmak
218
Idioms
keep your eye on somebody/something
v.
birinden/bir şeyden gözünü ayırmamak
219
Idioms
keep your eye on somebody/something
v.
birinin/bir şeyin takibini yapmak
220
Idioms
keep your eye on somebody/something
v.
birini/bir şeyi gözetmek
221
Idioms
keep your eye on somebody/something
v.
birine/bir şeye dikkat etmek
222
Idioms
keep your eye on somebody/something
v.
birine/bir şeye bakarak olmak
223
Idioms
keep half an eye on (someone or something)
v.
bir gözü başka (birinde/bir şeyde) olmak
224
Idioms
keep half an eye on (someone or something)
v.
bir gözüyle (başka birini/bir şeyi) izlemek
225
Idioms
keep harping on (something)
v.
sürekli (bir şeyin) lafını etmek
226
Idioms
keep harping on (something)
v.
sürekli (bir şeyi) tekrarlayıp durmak
227
Idioms
keep harping on (something)
v.
sürekli (bir şeyden) söz etmek/bahsetmek
228
Idioms
keep harping on (something)
v.
dönüp dolaşıp (bir şeyden) bahsetmek
229
Idioms
keep harping on (something)
v.
(bir şeyi) diline dolamak
230
Idioms
keep harping on (something)
v.
(bir şeyi) dilinden düşürmemek
231
Idioms
keep harping on (something)
v.
(bir şeyden) yakınmak
232
Idioms
keep harping on (something)
v.
(bir şeyden) şikayet edip durmak
233
Idioms
keep harping on (something)
v.
sürekli (bir şeye) değinmek
234
Idioms
keep on top of (something)
v.
(bir şeyin) başında durmak/olmak
235
Idioms
keep on top of (something)
v.
(bir şeyi) takip etmek
236
Idioms
keep on top of (something)
v.
(bir şeyi) kontrolü altında tutmak
237
Idioms
keep on top of (something)
v.
(bir şeyi) planlayıp programlamak
238
Idioms
keep one eye on (someone or something)
v.
bir gözü (birinde/bir şeyde) olmak
239
Idioms
keep one eye on (someone or something)
v.
dikkatinin yarısı (birinde/bir şeyde) olmak
240
Idioms
keep one eye on (someone or something)
v.
bir gözüyle (birine/bir şeye) bakmak/göz kulak olmak
241
Idioms
keep somebody posted (on/of/about something)
v.
birini (bir şeyden/bir şey hakkında) haberdar etmek
242
Idioms
keep tabs on (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) izlemek
243
Idioms
keep tabs on (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) sürekli gözlem altında tutmak
244
Idioms
keep tabs on (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) takip etmek
245
Idioms
keep tabs on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) her hareketini gözlemlemek
246
Idioms
keep tabs on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) göz hapsine almak
247
Idioms
keep the lid on (something)
v.
(bir şeyin) yayılmasını/gelişmesini engellemek
248
Idioms
keep the lid on (something)
v.
(bir şeyi) bastırmak
249
Idioms
keep the lid on (something)
v.
(bir şeyi) kontrol altında tutmak
250
Idioms
keep the lid on (something)
v.
(bir şeyi) gizli tutmak
251
Idioms
keep the lid on (something)
v.
(bir şeyi) açıklamamak
252
Idioms
keep the lid on (something)
v.
(bir şeyi) açığa vurmamak/açık etmemek
253
Idioms
keep the lid on something
v.
bir şeyi gizli tutmak
254
Idioms
keep the lid on something
v.
bir şeyi açıklamamak
255
Idioms
keep the lid on something
v.
bir şeyi açığa vurmamak/açık etmemek
256
Idioms
keep the lid on something
v.
bir şeyin yayılmasını engellemek
257
Idioms
keep watch on someone or something
v.
birini/bir şeyi gözetim altında tutmak
258
Idioms
keep watch on someone or something
v.
birini/bir şeyi sürekli izlemek
259
Idioms
keep watch on someone or something
v.
birini/bir şeyi takip etmek
260
Idioms
keep watch on someone or something
v.
birinden/bir şeyden gözünü ayırmamak
261
Idioms
keep watch on someone or something
v.
birini/bir şeyi denetlemek/kontrol etmek
262
Idioms
keep your mind on something
v.
bir şeye konsantre olmak
263
Idioms
keep your mind on something
v.
bir şeye odaklanmak
264
Idioms
keep your mind on something
v.
kafanı bir şeye vermek
265
Idioms
keep the lid on something
v.
bir şeyin yayılmasını/gelişmesini engellemek
266
Idioms
keep a lid on something
v.
bir şeyin yayılmasını/gelişmesini engellemek
267
Idioms
keep fixating on something
v.
bir konuya takılıp kalmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of keep something on
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy