kefaret - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

kefaret



Bedeutungen von dem Begriff "kefaret" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 7 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
kefaret penance n.
General
kefaret redemption n.
kefaret expiation n.
kefaret atonement n.
kefaret redempture [obsolete] n.
kefaret piation n.
Trade/Economic
kefaret ransom n.

Bedeutungen, die der Begriff "kefaret" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 34 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
bir günahı bağışlatmak için papazın önerdiği kefaret penance n.
kefaret eden expiator n.
kefaret örtüsü mercy seat n.
kefaret etme expiating n.
kefaret amaçlı sunulan şey sin offering n.
kefaret etmek atone v.
kefaret etmek expiate v.
kefaret vermek atone for v.
kefaret etmek aby [obsolete] v.
kefaret etmek abye [obsolete] v.
(kefaret sırasında) kamçılamak dinge v.
kefaret türünden expiatory adj.
kefaret edilmiş expiated adj.
kefaret edilebilir expiable adj.
kefaret edilmemiş unexpiated adj.
kefaret gerektiren piacevole adj.
kefaret ile ilgili piacular adj.
kefaret ile ilgili piaculous adj.
Literature
kefaret arkı redemption arc n.
Religious
kilisenin verdiği ceza (aforoz, kefaret vs.) canonical punishments n.
kilise tarafından putperestlik, cinayet, zina, sapkınlık gibi suçlara verilen ölüm ya da kamu kefaret cezası canonical sins n.
(eski yahudi adetlerinde) bir günaha karşılık kefaret trespass offering n.
bir günaha karşılık kefaret guilt offering n.
(musevilik'te) geleneksel yahudilerin kefaret günü'nde giydikleri beyaz giysi kittel n.
(yahudilikte) kefaret günü arifesinde okunan açılış duası kol nidre n.
(yahudilikte) kefaret günü arifesinde okunan açılış duasına eşlik eden melodi kol nidre n.
kefaret günü'nde ve şavuot'un ikinci gününde sinagogda gerçekleştirilen bir yahudi anma töreni yizkor n.
kefaret günü'nde ve şavuot'un ikinci gününde sinagogda ölüler için okunan bir yahudi duası yizkor n.
günah çıkarılan ve gerekli durumlarda kefaret alan papaz penitencer [obsolete] n.
kefaret vermek buy v.
(günah için) kefaret etmek satisfy v.
Archaic
kefaret ödemek assoil v.
kefaret ödemek assoilzie v.
kefaret ödetmek shrive v.