live out - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

live out

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "live out" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 24 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
live out v. sonuna kadar yaşamak
Phrasals
live out v. hizmetinde olmak
live out v. evden uzakta köle gibi yaşamak
live out v. sonuna kadar dayanmak
live out v. ömrü vefa etmek
live out v. hedefine/isteğine ulaşmak
live out v. hedeflediği/istediği şeyi elde etmek
live out v. hayal ettiği şeyin taklidini yaşamak
live out v. tutkuyla istediği/merak ettiği şeyin bir benzerini yaşamak
live out v. hayal ettiği şeyin simülasyonunu tecrübe etmek
live out v. uzakta yaşamak/oturmak
live out v. işinden, okulundan uzakta yaşamak/oturmak
live out v. çalışma alanının dışında yaşamak/ikamet etmek
live out v. iş yerinin dışında yaşamak/ikamet etmek
live out v. bir şeyle yaşamak
live out v. bir eşyayla, bir şey yiyerek yaşamak
live out v. bir eşyayla, bir şey yiyerek hayatını idame ettirmek/sürdürmek
live out v. çalıştığı evin dışında yaşamak
live out v. çalıştığı evde yatılı çalışan olmamak
live out v. hizmetçi/temizlikçi olarak çalıştığı evin dışında ikamet etmek
live out v. yatılı hizmetçi/temizlikçi olmamak
live out v. sonuna kadar tecrübe etmek
live out v. hayal edilen, planlanan, istenen bir şeyin olduğunu görmek
live out v. hayal edilen, planlanan, istenen bir şeyi yaşamak/gerçekten tecrübe etmek

Bedeutungen, die der Begriff "live out" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 33 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
live out of suitcases v. çantası sırtında gezmek
live out of suitcases v. göçebe hayatı yaşamak
live out of suitcases v. kaplumbağa gibi yaşamak
live out of suitcases v. evini sırtında taşımak
Idioms
live out of (one's) car v. arabasında yaşamak
live out one's days v. hayatının geri kalanını (bir yerde vb) geçirmek/yaşamak
live out one's life v. hayatını harcamak
live out one's life v. hayatının geri kalanını (bir yerde vb) geçirmek/yaşamak
live out one's dreams/fantasies v. hayallerini/fantezilerini gerçekleştirmek
live out one's life v. ömrünü tüketmek
live out of cans v. konserve gıdalarla beslenmek
live out of cans v. konserve besinlerle yaşamak
live out of a suitcase v. sürekli seyahat halinde olmak veya bunu gerektiren bir iş yapmak
live out (the rest of) (one's) days v. (son günlerini) bir şey yaparak ya da bir yerde geçirmek
live out (the rest of) (one's) days v. kalan ömrünü bir yerde ya da bir şey yaparak geçirmek
live out (the rest of) (one's) life v. (son günlerini) bir şey yaparak ya da bir yerde geçirmek
live out (the rest of) (one's) life v. (kalan ömrünü) bir yerde ya da bir şey yaparak geçirmek
live out days v. hayatının geri kalanını (bir yerde, bölgede) geçirmek/yaşamak
live out of (something) v. (bir şeyle) yaşamak
live out of (something) v. (bir şeyle) yetinerek yaşamak
live out of (something) v. (bir şeyin) aldığı kadar eşyayla, malzemeyle yaşamak
live out of (something) v. (bir yerde) yaşamak
live out of (something) v. (arabada) yaşamak
live out of one's suitcase v. göçebe hayatı yaşamak
live out of one's suitcase v. kaplumbağa gibi yaşamak
live out of one's suitcase v. evini sırtında taşımak
live out of one's suitcase v. çantası sırtında gezmek/yaşamak
live out of one's suitcase v. yalnızca bir çanta/bavul eşyayla hayatını sürdürmek
live out of a suitcase v. göçebe hayatı yaşamak
live out of a suitcase v. kaplumbağa gibi yaşamak
live out of a suitcase v. evini sırtında taşımak
live out of a suitcase v. çantası sırtında gezmek/yaşamak
live out of a suitcase v. yalnızca bir çanta/bavul eşyayla hayatını sürdürmek