Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | mümkün kılmak | make something happen v. |
General | mümkün kılmak | render possible v. |
General | mümkün kılmak | make it possible v. |
General | mümkün kılmak | make possible v. |
Technical | ||
Technical | mümkün kılmak | enable v. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | emzirici hayvanların çok yavrusu olduğu durumlarda tüm yavruların emzirilmesini mümkün kılmak üzere yavruları belirli bir sıraya göre meme uçlarına yerleştirme | nurse sow n. |
Phrasals | ||
Phrasals | (bir şeyi) mümkün kılmak | allow of (something) v. |
Phrasals | (bir şeyi) mümkün kılmak | allow of (something) v. |
Idioms | ||
Idioms | bir şeye daha inandırıcı ve mümkün kılmak için detaylandırmak, açmak ya da ek bilgi vermek | lend support to (something) v. |