| Englisch | Türkisch | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | make a list v. | liste çıkarmak | ||
|
Tom made a list of things he had to do. Tom, yapmak zorunda olduğu şeylerin bir listesini çıkardı. More Sentences |
||||
| General | make a list v. | liste hazırlamak | ||
|
We’ve made a list for that purpose. Bu amaçla bir liste hazırladık. More Sentences |
||||
| General | make a list v. | liste yapmak | ||
|
Make a list of people that you know. Tanıdığınız kişilerin bir listesini yapın. More Sentences |
||||
| General | make a list v. | liste oluşturmak | ||
| General | make a list v. | liste düzenlemek | ||
| Englisch | Türkisch | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | make a list of v. | listesini çıkarmak |
| Speaking | ||
| Speaking | why do you always make a list before shopping? expr. | alışveriş öncesi neden hep bir liste yapıyorsun? |