make time - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

make time

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "make time" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 10 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
make time v. zaman yaratmak
make time v. kazanma yolunda ilerleme kaydetmek
Phrasals
make time v. hızla hareket etmek
make time v. hızla seyahat etmek
make time v. tavlamayı başarmak
Colloquial
make time v. zaman kazanmak
make time v. kısa sürede yapmak
make time v. belirli bir hızda hareket etmek
make time v. çabucak gitmek
make time v. gecikmeyi telafi etmek

Bedeutungen, die der Begriff "make time" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 45 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
make up for lost time v. kaybedilen zamanı telafi etmek
make good time v. yolu hızla katetmek
make time with v. biriyle flört etmek
make the best of one's time v. zamanını iyi kullanmak
make use of the time well v. zamanı iyi değerlendirmek
make an application for a second time v. tekrar başvurmak
make the delivery on time v. teslim tarihine uymak
make time for oneself v. kendine zaman ayırmak
make someone lose time v. zaman kaybettirmek
make someone waste time v. zaman kaybettirmek
make time for v. zaman ayırmak
make use of one's spare time v. boş zamanını değerlendirmek
the third time make a mistake v. üçüncü defa hata yapmak
make the time v. zaman ayırmak
Colloquial
to barely make it on time v. zar zor yetişmek
to barely make it on time v. ucu ucuna yetişmek
to barely make it on time v. kıl payı yetişmek
to barely make it on time v. son anda yetişmek
Idioms
time to make the move n. harekete geçme zamanı
make the big time v. başarmak
make the big time v. başarılı olmak
make up for lost time v. eksiklerini kapatmaya çalışmak
make good time v. iyi/hızlı yol almak
make up for lost time v. kaybedilen zamanı telafi etmek için sıkı çalışmak
make up for lost time v. yitirilen zamanı kapatmak için yoğun çalışmak
barely make it on time v. zar zor yetişmek
barely make it on time v. ucu ucuna yetiştirmek
barely make it on time v. kıl payı tamamlamak
barely make it on time v. son anda bitirmek
make time for (someone or something) v. (biri/bir şey) için zaman yaratmak
make time for (someone or something) v. (birine/bir şeye) zaman ayırmak
make time with (someone) v. (biriyle) flört etmek
make time with (someone) v. (biriyle) birlikte vakit geçirmek
make up the time v. gecikmeyi telafi etmek
make up the time v. kaybedilen zamanı telafi etmek
make up the time v. aksaklığı/gerilemeyi telafi etmek
make up the time v. normale dönmek
make up the time v. eskisi gibi olmak
time to make the donuts expr. işe koyulma vakti
Speaking
the next time you make a promise try to keep it expr. bir daha söz verdiğinde tutmaya çalış
Trade/Economic
make-ready time n. hazırlama süresi
make-ready time n. üretim hazırlık süresi
make-ready time n. üretime geçmek için gerekli zaman
Technical
make up time n. düzeltme süresi
Computer
make up time n. düzeltme süresi