marching - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

marching

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "marching" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 4 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
marching n. (topluca) yürüyüş yapma
marching n. düzenli adımlarla yürüme
marching n. resmi geçit yapma
marching n. ilerleme

Bedeutungen, die der Begriff "marching" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 59 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
marching music n. marş
marching band n. yolda yürüyerek müzik yapan grup
marching band n. sokak grubu
marching band n. bando takımı
marching girl [australia/new zealand] n. süslü üniformalarla resmi geçitlerde veya müsabakalarda çeşitli düzenlerde yürüyüş yapan genç kadın takımları
give somebody his marching orders v. tezkeresini eline vermek
be marching v. yürüyüş yapmak (protesto amaçlı)
Colloquial
marching orders n. kovulma duyurusu
marching orders n. işten çıkarılma duyurusu
marching orders n. göreve başlama talimatı
Idioms
(one's) marching papers n. ilerleme emri
(one's) marching papers n. kapının önüne koyulma
(one's) marching papers n. birine yol verilmesi
(one's) marching papers n. tezkerenin ele verilmesi
(one's) marching papers n. işten atılma
the marching time n. dur durak bilmeden akıp giden/geçen zaman
(one's) marching orders n. ilerleme talimatı
(one's) marching orders n. başlama talimatı
(one's) marching orders n. devam etme talimatı
(one's) marching orders n. yol alma talimatı
(one's) marching orders n. (birinin) kovulması
(one's) marching orders n. (birinin) işten çıkarılması/atılması
(one's) marching orders n. (birine) yol verilmesi
(one's) marching orders n. (birinin) kapının önüne koyulması
(one's) marching orders n. (birinin) tezkeresi
give somebody their marching orders v. birine yol vermek
give someone his/her marching orders v. birine yol vermek
get one's marching orders v. bir işe/göreve başlama talimatı almak
get one's marching orders v. işten atılmak
give somebody their marching orders v. kapının önüne koymak
get one's marching orders v. yol verilmek
get your marching orders [uk] v. işten atılmak
get your marching orders [uk] v. yol verilmek
give (one) (one's) marching orders v. (birini) işten kovmak
give (one) (one's) marching orders v. (birine) yol vermek
give (one) (one's) marching orders v. (birini) kapının önüne koymak
give (one) (one's) marching orders v. (birini) kovmak
give someone their marching orders [uk] v. birine yol vermek
give someone their marching orders [uk] v. birini kapının önüne koymak
in marching order expr. nizam içerisinde
in marching order expr. tam teçhizatlı
in marching order expr. tam takım
Law
marching ban n. yürüyüş yasağı
marching ban n. yürüme yasağı
Computer
marching ants n. kayar noktalı çerçeve
Medical
marching cleft n. yürüyen yarık
Military
shuttle marching n. mekik yürüyüşü
marching fire n. yürürken ateş
marching money n. ilerleyen bir alayda yer alan subaya veya askere yapılan ek ödeme
marching order n. ilerleme veya yürüyüş için gerekli teçhizat
marching orders n. özellikle piyade sınıfına ilerlemenin nasıl yapılacağı, varılacak konum gibi konularda verilen askeri talimatlar
marching regiment n. muvazzaf hizmette olan alay
marching regiment n. (ingiltere'de) hem yurt içinde hem de dışındaki tüm karargahlarda hizmet vermeye uygun alay
marching regiment n. genel hizmetler için kurulmuş alay
file marching n. yürüyüş hattının sağa veya sola dönük olup ön ve arka sıra yan yana yürüyecek şekilde ilerlemesi
in marching order expr. marş düzeninde
Art
military marching band n. askeri bando
marching band n. bando
British Slang
bolivian marching powder n. kokain