misconduct - Türkisch Englisch Wörterbuch

misconduct

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "misconduct" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 27 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
misconduct n. suistimal
He is not ashamed of his misconduct.
Yaptığı suiistimalden utanmıyor.

More Sentences
misconduct n. görevi kötüye kullanma
misconduct n. ahlaksızca davranma
misconduct n. kötü idare
misconduct n. kötü davranış
misconduct n. yetkisini kötüye kullanma
misconduct n. zina
misconduct n. kötü tavır ve hareket
misconduct n. kabahat
misconduct n. kötü yönetim
misconduct n. uygunsuz hareket
misconduct n. görevi suistimal
misconduct n. vazifeyi suistimal
misconduct n. kusurlu davranış
misconduct n. hatalı davranış
misconduct v. görevi kötüye kullanmak
misconduct v. kötü idare etmek
misconduct v. uygunsuz davranmak
Trade/Economic
misconduct n. kötü davranış
misconduct n. suistimal
misconduct n. uygunsuz hareket
Law
misconduct n. görevi suistimal
misconduct n. görevi kötüye kullanma
misconduct n. kötü vaziyet
misconduct n. vazifeyi suistimal
Politics
misconduct n. kötü yönetim
Football
misconduct n. centilmenlik dışı hareket

Bedeutungen, die der Begriff "misconduct" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 47 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
police misconduct n. polis kötü muamelesi
misconduct in office n. memuriyette suistimal
misconduct policy n. emniyeti suistimal poliçesi
industrial misconduct n. (iş ortamında) disiplin suçu teşkil eden davranış
protest referee's misconduct v. hakemi protesto etmek
misconduct one's self v. uygunsuz davranmak
Trade/Economic
willful misconduct n. kötü niyetli hareket
wilful misconduct n. kasıtlı suistimal
misconduct risk n. suistimal riski
misconduct risk n. kötüye kullanma riski
misconduct risk n. görevi suistimal riski
Law
misconduct by lawyers n. avukatların suistimali
misconduct by lawyers and solicitors n. avukat ve dava vekillerinin suistimali
misconduct by solicitors n. dava vekillerinin suistimali
wilful misconduct n. kasti
wilful misconduct n. kötü idare veya davranış
gross misconduct n. ağır suç
gross misconduct n. görevi kötüye kullanma
misconduct in office n. görevi kötüye kullanma
official misconduct n. resmi bir görevde görevi kötüye kullanma
professional misconduct n. görevi suistimal
professional misconduct n. görevi kötüye kullanma
willful misconduct n. bilerek isteyerek görevi kötüye kullanma
reckless misconduct n. kasıtlı suistimal
reckless misconduct n. bilerek isteyerek görevi kötüye kullanma
wanton misconduct n. kasıtlı suistimal
willful misconduct n. kasıtlı suistimal
wanton misconduct n. bilerek isteyerek görevi kötüye kullanma
gross misconduct n. ağır suistimal
misconduct of attorney at law n. avukatın suistimali
official misconduct n. disiplini suistimal
misconduct in office n. vazifeyi suistimal
misconduct in office n. görevi suistimal
reckless misconduct n. umursamaz davranış
wanton and reckless misconduct n. kaba ve umursamaz davranış
wilful misconduct n. kasten kötüye kullanma
willful misconduct n. pervasızca hareket
negligence and misconduct n. ihmal ve görevi kötüye kullanma
misconduct in public office n. kamu görevini kötüye kullanma
prosecutorial misconduct n. savcılık yetkisini kötüye kullanma
prosecutorial misconduct n. savcılık yetkisini suistimal
Politics
administrative misconduct n. idari kusur
serious misconduct n. suihal
Psychology
research misconduct n. araştırma hilesi
sexual misconduct n. cinsel suistimal
sexual misconduct n. cinsel istismar
Sport
game misconduct n. (buz hokeyi) oyun dışı bırakma cezası