Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Verlauf
olduğu üzere
Bedeutungen von dem Begriff
"olduğu üzere"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
Phrases
1
Phrases
olduğu üzere
tel quel
expr.
Bedeutungen, die der Begriff
"olduğu üzere"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 26 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
emzirici hayvanların çok yavrusu olduğu durumlarda tüm yavruların emzirilmesini mümkün kılmak üzere yavruları belirli bir sıraya göre meme uçlarına yerleştirme
nurse sow
n.
2
General
sahip olduğu dikey çubuğun orta noktasının üzerinde ve altında olmak üzere iki adet enine çubuk içeren haç
lorraine cross
n.
3
General
sahip olduğu dikey çubuğun orta noktasının üzerinde ve altında olmak üzere iki adet enine çubuk içeren haç
cross of lorraine
n.
4
General
adet olduğu üzere
as is the custom
adv.
5
General
söylenmiş olduğu üzere
as already implied
adv.
6
General
geçerli olduğu üzere
as applicable
adv.
7
General
uygun olduğu üzere
as applicable
adv.
8
General
uygulanabilir olduğu üzere
as applicable
adv.
9
General
halihazırda belirtilmiş olduğu üzere
as already implied
adv.
Speaking
10
Speaking
malumunuz olduğu üzere
as you are aware
expr.
11
Speaking
malumlarınız olduğu üzere
as you are aware
expr.
12
Speaking
malumunuz olduğu üzere
as you know
expr.
Trade/Economic
13
Trade/Economic
bir şirketin ödeyemediği veya iflas etmek üzere olduğu durumlarda kullanılan çözüm
workout
n.
Technical
14
Technical
katının erimek üzere olduğu sıcaklık
solidus
n.
15
Technical
özellikle metal veya alaşım gibi bir maddenin erimek üzere olduğu sıcaklık
solidus point
n.
Computer
16
Computer
etrafındaki boşluk da dahil olmak üzere tüm karakterlerin eşit genişliğe sahip olduğu yazı tipi
monospaced type
n.
Pharmaceutics
17
Pharmaceutics
şarbon dahil olmak üzere çeşitli bakterilerin neden olduğu hastalıkların tedavisinde kullanılan bir tetrasiklin antibiyotik
doxycycline
n.
Religious
18
Religious
ortodoks ve katolik kiliselerinin isa'nın tanrı olduğu inancını vurgulamak üzere meryem ana'ya verdikleri unvan
mother of god
n.
19
Religious
(ilahi ve beşeri olmak üzere) isa mesih'in iki iradeye sahip olduğu inancı
ditheletism
n.
20
Religious
(ilahi ve beşeri olmak üzere) isa mesih'in iki iradeye sahip olduğu inancı
dithelism
n.
21
Religious
(ilahi ve beşeri olmak üzere) isa mesih'in iki iradeye sahip olduğu inancı
dithelitism
n.
22
Religious
(ilahi ve beşeri olmak üzere) isa mesih'in iki iradesi olduğu inancına ait veya ilgili
ditheletic
adj.
23
Religious
(ilahi ve beşeri olmak üzere) isa mesih'in iki iradesi olduğu inancına ait veya ilgili
ditheletical
adj.
Philosophy
24
Philosophy
belirli bir tür bilginin mümkün olduğu koşulları açığa kavuşturmak üzere tasarlanmış argüman
transcendental argument
n.
Geography
25
Geography
söğüt başta olmak üzere çalıların olduğu bataklık arazi
carr [uk]
n.
Military
26
Military
(ingiltere'de) silahsız polis memurlarının tehlikede olduğu durumlarda ateşli silahla müdahale etmek üzere eğitilmiş bir polis birimi
armed response unit
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of olduğu üzere
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy