Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Verlauf
on with someone
Bedeutungen von dem Begriff
"on with someone"
im Türkisch Englisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
Colloquial
1
Colloquial
on with someone
expr.
birine uygun (tarih, randevu)
Bedeutungen, die der Begriff
"on with someone"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 138 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
General
1
General
go in with someone on
v.
bir şeyde biriyle ortak olmak
2
General
be on bad terms (with someone)
v.
araları bozulmak
3
General
have a discussion on/about something with someone a lot
v.
çok tartışmak
4
General
talk on the telephone (with someone)
v.
telefonlaşmak
5
General
be on bad terms with someone
v.
birisiyle ilişkileri kötü olmak
6
General
be on good terms with someone
v.
birisiyle iyi ilişkiler içinde olmak
7
General
be on a par with someone
v.
aynı kulvarda olmak
8
General
keep on talking with someone
v.
görüşmeye devam etmek
9
General
on an equality with (someone)
adv.
anlaşmış vaziyette (birisiyle)
Phrasals
10
Phrasals
confer on someone or something (with someone)
v.
müzakere etmek
11
Phrasals
confer on someone or something (with someone)
v.
fikir alışverişinde bulunmak
12
Phrasals
confer on someone or something (with someone)
v.
durumu görüşmek/tartışmak
13
Phrasals
confer (on someone or something) with someone
v.
müzakere etmek
14
Phrasals
confer (on someone or something) with someone
v.
fikir alışverişinde bulunmak
15
Phrasals
confer (on someone or something) with someone
v.
durumu görüşmek/tartışmak
16
Phrasals
differ (with someone) on something
v.
(biriyle bir konuda hakkında) hemfikir olmamak
17
Phrasals
differ (with someone) on something
v.
(biriyle bir konuda hakkında) ters düşmek
18
Phrasals
differ (with someone) on something
v.
(biriyle bir konuda hakkında) anlaşamamak
19
Phrasals
differ (with someone) on something
v.
(biriyle bir konuda hakkında) aynı fikirde olmamak
20
Phrasals
differ (with someone) on something
v.
(biriyle bir konu hakkında) tartışmak
21
Phrasals
differ (with someone) on something
v.
(biriyle bir konuda hakkında) çekişmek
22
Phrasals
differ (with someone) on something
v.
(biriyle bir konuda hakkında) münakaşa etmek
23
Phrasals
look on with someone
v.
(kağıda/deftere vb) birisiyle bakmak
24
Phrasals
sign on (with someone or something) (as something)
v.
...olarak ekibe dahil etmek
25
Phrasals
try something on with someone
v.
yeni bir şey ile ilgili birinin görüşlerine başvurmak
26
Phrasals
catch on with someone
v.
(ürün) tutmak
27
Phrasals
catch on with someone
v.
(ürün vb) popüler olmak
28
Phrasals
carry on with (someone)
v.
(biriyle) kudurmak
29
Phrasals
carry on with (someone)
v.
(biriyle) gürültü patırtı etmek
30
Phrasals
carry on with (someone)
v.
(biriyle) taşkınlık yapmak
31
Phrasals
carry on with (someone)
v.
(biriyle) ilişkisi olmak
32
Phrasals
carry on with (someone)
v.
(biriyle) kırıştırmak
33
Phrasals
carry on with (someone)
v.
(biriyle) flört etmek
34
Phrasals
carry on with (someone)
v.
(birine) kur yapmak
35
Phrasals
compromise on someone or something (with someone)
v.
(biriyle) biri/bir şey üzerinde/konusunda uzlaşmak
36
Phrasals
compromise on someone or something (with someone)
v.
(biriyle) biri/bir şey konusunda anlaşmaya varmak
37
Phrasals
compromise on someone or something (with someone)
v.
(biriyle) biri/bir şey üzerinde anlaşmak
38
Phrasals
compromise (on someone or something) with someone
v.
(biriyle) biri/bir şey üzerinde/konusunda uzlaşmak
39
Phrasals
compromise (on someone or something) with someone
v.
(biriyle) biri/bir şey konusunda anlaşmaya varmak
40
Phrasals
compromise (on someone or something) with someone
v.
(biriyle) biri/bir şey üzerinde anlaşmak
41
Phrasals
compromise (on something) with (someone)
v.
(biriyle bir şey) üzerinde/konusunda uzlaşmak
42
Phrasals
compromise (on something) with (someone)
v.
(biriyle bir şey) konusunda anlaşmaya varmak
43
Phrasals
compromise (on something) with (someone)
v.
(biriyle bir şey) üzerinde anlaşmak
44
Phrasals
concur on someone or something (with someone)
v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında anlaşmak
45
Phrasals
concur on someone or something (with someone)
v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında uyuşmak
46
Phrasals
concur on someone or something (with someone)
v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında aynı fikirde olmak
47
Phrasals
concur on someone or something (with someone)
v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında hemfikir olmak
48
Phrasals
concur on someone or something (with someone)
v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında/üzerinde uzlaşmaya varmak
49
Phrasals
concur on someone or something (with someone)
v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında mutabık olmak
50
Phrasals
concur (on someone or something) with someone
v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında anlaşmak
51
Phrasals
concur (on someone or something) with someone
v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında uyuşmak
52
Phrasals
concur (on someone or something) with someone
v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında aynı fikirde olmak
53
Phrasals
concur (on someone or something) with someone
v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında hemfikir olmak
54
Phrasals
concur (on someone or something) with someone
v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında/üzerinde uzlaşmaya varmak
55
Phrasals
concur (on someone or something) with someone
v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında mutabık olmak
56
Phrasals
cooperate with someone (on something)
v.
biriyle (bir şey üstünde) beraber çalışmak
57
Phrasals
cooperate with someone (on something)
v.
biriyle (bir konuda) işbirliği yapmak
58
Phrasals
cooperate with someone (on something)
v.
biriyle (bir konuda) elbirliği etmek
59
Phrasals
cooperate with someone (on something)
v.
biriyle (bir konuda/işte) el ele vermek
60
Phrasals
cooperate (with someone) on something
v.
biriyle (bir şey üstünde) beraber çalışmak
61
Phrasals
cooperate (with someone) on something
v.
biriyle (bir konuda) işbirliği yapmak
62
Phrasals
cooperate (with someone) on something
v.
biriyle (bir konuda) elbirliği etmek
63
Phrasals
cooperate (with someone) on something
v.
biriyle (bir konuda/işte) el ele vermek
64
Phrasals
cooperate on (something) with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle bir şey) üstünde beraber çalışmak
65
Phrasals
cooperate on (something) with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle bir şey) üstünde ortak çalışmak
66
Phrasals
cooperate on (something) with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle bir konuda) işbirliği yapmak
67
Phrasals
cooperate on (something) with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle bir konuda) elbirliği etmek
68
Phrasals
cooperate on (something) with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle bir konuda/işte) el ele vermek
69
Phrasals
cooperate with (someone or something) on (something)
v.
(biriyle/bir şeyle bir şey) üstünde beraber çalışmak
70
Phrasals
cooperate with (someone or something) on (something)
v.
(biriyle/bir şeyle bir şey) üstünde ortak çalışmak
71
Phrasals
cooperate with (someone or something) on (something)
v.
(biriyle/bir şeyle bir konuda) işbirliği yapmak
72
Phrasals
cooperate with (someone or something) on (something)
v.
(biriyle/bir şeyle bir konuda) elbirliği etmek
73
Phrasals
cooperate with (someone or something) on (something)
v.
(biriyle/bir şeyle bir konuda/işte) el ele vermek
74
Phrasals
disagree (with someone) (on someone or something)
v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) aynı fikirde olmamak
75
Phrasals
disagree (with someone) (on someone or something)
v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) hemfikir olmamak
76
Phrasals
disagree (with someone) (on someone or something)
v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) karşıt görüşlere sahip olmak
77
Phrasals
disagree (with someone) (on someone or something)
v.
(biri/bir şey hakkında birine) katılmamak
78
Phrasals
get on (with someone)
v.
(biriyle) geçinmek
79
Phrasals
get on (with someone)
v.
(biriyle) iyi arkadaş olmak
80
Phrasals
get on (with someone)
v.
(biriyle) iyi geçinmek
81
Phrasals
get on (with someone)
v.
(biriyle) arası iyi olmak
82
Phrasals
get on with (someone)
v.
(biriyle) iyi geçinmek
83
Phrasals
get on with (someone)
v.
(biriyle) anlaşmak
84
Phrasals
get on with (someone)
v.
(biriyle) uyuşmak
85
Phrasals
get on with (someone)
v.
(biriyle) geçinmek
86
Phrasals
get on with (someone)
v.
(biriyle) arkadaş olmak
87
Phrasals
go in with someone (on something)
v.
(biriyle bir şeyde) ortak olmak
88
Phrasals
go in with someone (on something)
v.
(biriyle bir şeyi) ortaklaşa almak/yapmak
89
Phrasals
go in with someone (on something)
v.
(biriyle bir şeye) ortaklaşa girişmek/girmek
Phrases
90
Phrases
on a first-name basis (with someone)
expr.
(biriyle) senli benli
91
Phrases
on a first-name basis (with someone)
expr.
(biriyle) iyi arkadaş
92
Phrases
on a first-name basis (with someone)
expr.
(biriyle) yakın arkadaş
93
Phrases
on par (with someone or something)
expr.
(biriyle/bir şeyle) eşit
94
Phrases
on par (with someone or something)
expr.
(birine/bir şeye) denk
95
Phrases
on par (with someone or something)
expr.
(biriyle/bir şeyle) aynı değerde
96
Phrases
on par (with someone or something)
expr.
(biriyle/bir şeyle) aynı düzeyde
97
Phrases
on par (with someone or something)
expr.
(biriyle/bir şeyle) aynı kulvarda
98
Phrases
on par (with someone or something)
expr.
(birine/bir şeye) eşdeğer
Idioms
99
Idioms
be on the outs with someone
v.
biriyle küs olmak
100
Idioms
get on a first-name basis with someone
v.
birisiyle iyi arkadaş olmak
101
Idioms
get on a first-name basis with someone
v.
biriyle senli benli olmak
102
Idioms
be on good terms with someone
v.
biriyle arası iyi olmak
103
Idioms
be on a first-name basis with someone
v.
birini çok iyi tanımak
104
Idioms
be on first name terms with someone
v.
biriyle sıkı fıkı olmak
105
Idioms
be on a first-name basis with someone
v.
birisiyle iyi arkadaş olmak
106
Idioms
be not on speaking terms (with someone)
v.
birine dargın/küskün olmak
107
Idioms
be on first name terms with someone
v.
biriyle senli benli olmak
108
Idioms
be on first name terms with someone
v.
biriyle samimi olmak
109
Idioms
get on a first-name basis with someone
v.
birini çok iyi tanımak
110
Idioms
be on the outs with someone
v.
biriyle dargın olmak
111
Idioms
get on a first-name basis with someone
v.
iyi arkadaşı olmak
112
Idioms
be on a first-name basis with someone
v.
iyi arkadaşı olmak
113
Idioms
carry on with someone
v.
mercimeği fırına vermek
114
Idioms
get on a first-name basis with someone
v.
senli benli olmak
115
Idioms
go one-on-one with (someone)
v.
(biriyle) teke tek karşılaşmak
116
Idioms
go one-on-one with (someone)
v.
(biriyle) bire bir karşılaşmak
117
Idioms
be on nodding terms (with someone)
v.
(biriyle) merhaba merhaba olmak
118
Idioms
be on nodding terms (with someone)
v.
(biriyle) selamlaşma düzeyinde tanışmak
119
Idioms
be on nodding terms (with someone)
v.
(biriyle) sadece aşina olmak
120
Idioms
be on nodding terms (with someone)
v.
(biriyle) aşinalık düzeyinde tanışmak
121
Idioms
be on friendly terms with (someone)
v.
(biriyle) samimi olmak
122
Idioms
be on friendly terms with (someone)
v.
(biriyle) arkadaşça/dostça bir ilişkisi olmak
123
Idioms
be on friendly terms with (someone)
v.
(biriyle) arası iyi olmak
124
Idioms
on a par with (someone or something)
expr.
(biriyle/bir şeyle) eşit
125
Idioms
on a par with (someone or something)
expr.
(birine/bir şeye) denk
126
Idioms
on a par with (someone or something)
expr.
(biriyle/bir şeyle) aynı değerde
127
Idioms
on a par with (someone or something)
expr.
(biriyle/bir şeyle) aynı düzeyde
128
Idioms
on a par with (someone or something)
expr.
(biriyle/bir şeyle) aynı kulvarda
129
Idioms
on good terms (with someone)
expr.
(biriyle) arası iyi
130
Idioms
on good terms (with someone)
expr.
(birisiyle) iyi ilişkiler içinde
131
Idioms
on the outs (with someone)
expr.
(biriyle) araları/arası şekerrenk
132
Idioms
on the outs (with someone)
expr.
(biriyle) araları/arası limoni
133
Idioms
on the outs (with someone)
expr.
(biriyle) araları/arası açık
134
Idioms
on the outs (with someone)
expr.
(biriyle) küs
135
Idioms
on the outs (with someone)
expr.
(biriyle) dargın
Slang
136
Slang
get on real well with someone
v.
aynı frekansta olmak
137
Slang
get on real well with someone
v.
birinin arkadaşlığından çok hoşnut olmak
138
Slang
get on real well with someone
v.
çok iyi anlaşmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of on with someone
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy