Verlauf

or else

Bedeutungen von dem Begriff "or else" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 8 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	or else adv.	ille
2	General	or else adv.	aksi takdirde
3	General	or else adv.	aksi halde
4	General	or else adv.	yoksa
5	General	or else adv.	-değil ise
6	General	or else adv.	'-mez ise
7	General	or else adv.	ya... ya...
Idioms
8	Idioms	or else expr.	yoksa (ne yaparsın)

Bedeutungen, die der Begriff "or else" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 178 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Phrasals
1	Phrasals	get between (someone or something and someone or something else) v.	(bir kişi veya şeyle başka bir kişi veya şey/iki kişi veya şey) arasına girmek/sızmak
2	Phrasals	get between (someone or something and someone or something else) v.	(bir kişi veya şeyi başka bir kişi veya şeyden/iki kişi veya şeyi birbirinden) ayırmak/uzaklaştırmak
3	Phrasals	judge between (someone or something and someone or something else) v.	iki zıt kişi veya şey arasında karar vermek
4	Phrasals	judge between (someone or something and someone or something else) v.	iki zıt kişi veya şey arasında seçim yapmak
5	Phrasals	step between (someone or something and someone or something else) v.	(iki kişi veya şey) arasına girmek/adım atmak
6	Phrasals	rate (someone or something) with (someone or something else) v.	ile bir tutmak
7	Phrasals	yank (someone or something) off of (someone or something else) v.	çekip çıkarmak
8	Phrasals	yank (someone or something) off of (someone or something else) v.	çekip almak
9	Phrasals	judge between (someone or something) (and someone or something else) v.	(iki veya bir kaç şey/kişi) arasında seçim yapmak
10	Phrasals	judge between (someone or something) (and someone or something else) v.	(iki veya birkaç şeyden/kişiden) birine karar vermek
11	Phrasals	judge between (someone or something) (and someone or something else) v.	(iki veya birkaç şeyden/kişiden birinde) karar kılmak
12	Phrasals	judge between (someone or something and someone or something else) v.	(iki veya bir kaç şey/kişi) arasında seçim yapmak
13	Phrasals	judge between (someone or something and someone or something else) v.	(iki veya birkaç şeyden/kişiden) birine karar vermek
14	Phrasals	judge between (someone or something and someone or something else) v.	(iki veya birkaç şeyden/kişiden birinde) karar kılmak
15	Phrasals	juxtapose (someone or something) with (someone or something else) v.	(iki şeyi/kişiyi) yan yana getirmek
16	Phrasals	juxtapose (someone or something) with (someone or something else) v.	(iki şeyi/kişiyi) yan yana koyup karşılaştırmak
17	Phrasals	juxtapose (someone or something) with (someone or something else) v.	(bir şeyi/kişiyi başka bir şeyle) karşılaştırarak incelemek
18	Phrasals	juxtapose (someone or something) with (someone or something else) v.	(bir şeyi/kişiyi başka bir şeyle) karşılaştırarak düşünmek/değerlendirmek
19	Phrasals	treat (someone or something) as (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi, başka bir şey/biri) gibi değerlendirmek/düşünmek
20	Phrasals	treat (someone or something) as (someone or something else) v.	(birine/bir şeye, başka biri/bir şey) gözüyle bakmak
21	Phrasals	treat (someone or something) as (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) olarak düşünmek
22	Phrasals	treat (someone or something) as (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) gibi düşünmek
23	Phrasals	treat (someone or something) as (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) olarak görmek
24	Phrasals	treat (someone or something) as (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) saymak
25	Phrasals	treat (someone or something) as (someone or something else) v.	(birine/bir şeye, başka biri/bir şey) olarak davranmak
26	Phrasals	treat (someone or something) as (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) gibi/olarak kabul etmek
27	Phrasals	treat (someone or something) as (someone or something else) v.	(birine/bir şeye, başka biri/bir şey) gibi yaklaşmak
28	Phrasals	treat (someone or something) as (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) olarak ele almak
29	Phrasals	prize (someone or something) above (someone or something else) v.	(birini ya da bir şeyi başka birinden ya da bir şeyden) üstün tutmak
30	Phrasals	prize (someone or something) above (someone or something else) v.	(birini ya da bir şeyi başka birinden ya da bir şeyden) üstüne çıkarmak
31	Phrasals	prize (someone or something) above (someone or something else) v.	(birine ya da bir şeye başka birinden ya da bir şeyden) daha değer vermek
32	Phrasals	prize (someone or something) above (someone or something else) v.	(birini ya da bir şeyi) kayırmak
33	Phrasals	juxtapose (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka biriyle/bir şeyle) yan yana koyup karşılaştırmak
34	Phrasals	juxtapose (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka biriyle/bir şeyle) yan yana getirmek
35	Phrasals	juxtapose (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka biriyle/bir şeyle) karşılaştırarak incelemek
36	Phrasals	juxtapose (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka biriyle/bir şeyle) karşılaştırarak düşünmek/değerlendirmek
37	Phrasals	match up with (someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle) eşit olmak
38	Phrasals	match up with (someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle) örtüşmek
39	Phrasals	match up with (someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle) benzer özelliklere sahip olmak
40	Phrasals	match up with (someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle) denk olmak
41	Phrasals	migrate from (some place or sth) to (some place or sth else) v.	kullandığı platformu, servisi, iş modelini, işletim sistemini değiştirmek
42	Phrasals	migrate from (some place or sth) to (some place or sth else) v.	başka bir platforma, servise, iş modeline, işletim sistemine geçmek/geçiş yapmak
43	Phrasals	attract (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) çekmek
44	Phrasals	attract (someone or something) to (someone or something else) v.	(birinin bir şeyin) dikkatini (birine/bir şeye) çekmek
45	Phrasals	attract (someone or something) to (someone or something else) v.	(birinin bir şeyin) ilgisini (birine/bir şeye) çekmek
46	Phrasals	attract (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) cezbetmek
47	Phrasals	attune (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) uydurmak
48	Phrasals	attune (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) uyumlu hale getirmek
49	Phrasals	attune (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) adapte etmek
50	Phrasals	attune (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) göre ayarlamak
51	Phrasals	attune (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) göre düzeltmek
52	Phrasals	contrast (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka biriyle/bir şeyle) karşılaştırmak
53	Phrasals	contrast (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka biriyle/bir şeyle) mukayese etmek
54	Phrasals	contrast (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka biriyle/bir şeyle) kıyaslamak
55	Phrasals	differentiate between (someone or something and someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle birini/bir şeyi) ayırt etmek
56	Phrasals	differentiate between (someone or something and someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasında fark görmek
57	Phrasals	differentiate between (someone or something and someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırmak
58	Phrasals	differentiate between (someone or something and someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasında ayrım yaratmak
59	Phrasals	differentiate between (someone or something and someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasında fark oluşturmak
60	Phrasals	differentiate between (someone or something and someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) farklı hale getirmek
61	Phrasals	differentiate between (someone or something and someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle birini/bir şeyi) ayırt edilebilir hale getirmek
62	Phrasals	differentiate (someone or something) from (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka birinden/bir şeyden) ayırt etmek
63	Phrasals	differentiate (someone or something) from (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka birinden/bir şeyden) ayırmak
64	Phrasals	differentiate (someone or something) from (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka birinden/bir şeyden) farklılaştırmak
65	Phrasals	differentiate (someone or something) from (someone or something else) v.	(birinin/bir şeyin başka birinden/bir şeyden) ayırt edilebilir olmasını sağlamak
66	Phrasals	differentiate (someone or something) from (someone or something else) v.	(birinin/bir şeyin başka birinden/bir şeyden) farklı olmasını sağlamak
67	Phrasals	discern someone or something from something (else) v.	birini/bir şeyi (başka) bir şeyden ayırt etmek
68	Phrasals	discern someone or something from something (else) v.	birini/bir şeyi (başka) bir şeyden ayırmak
69	Phrasals	envision (someone or something) as (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak düşünmek
70	Phrasals	envision (someone or something) as (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak tasavvur etmek
71	Phrasals	envision (someone or something) as (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak gözünde canlandırmak
72	Phrasals	envision (someone or something) as (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak zihninde canlandırmak
73	Phrasals	envision (someone or something) as (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak hayal etmek
74	Phrasals	go between (someone or something and someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle başka birinin/bir şeyin) arasına girmek/sızmak
75	Phrasals	go between (someone or something and someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle başka birinin/bir şeyin) arasından geçmek/gitmek
76	Phrasals	know (someone or something) from (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırt etmek
77	Phrasals	know (someone or something) from (someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasındaki ayrımı yapabilmek
78	Phrasals	lead (someone or something) against (someone or something else) v.	(birine/bir şeye) karşı (birine/bir şeye) liderlik etmek
79	Phrasals	lead (someone or something) against (someone or something else) v.	(biri/bir şey) karşısında (birinin/bir şeyin) lideri olmak
80	Phrasals	liken (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) benzetmek
81	Phrasals	liken (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) benzeterek tanımlamak
82	Phrasals	liken (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) kıyaslamak
83	Phrasals	match (someone or something) (up) with (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) eşleştirmek
84	Phrasals	match (someone or something) (up) with (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına çıkarmak
85	Phrasals	match (someone or something) (up) with (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) karşılaştırmak
86	Phrasals	match (someone or something) (up) with (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biriyle bir şeyle) rakip yapmak
87	Phrasals	match (someone or something) (up) with (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) kıyaslamak
88	Phrasals	match (someone or something) (up) with (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek
89	Phrasals	match (someone or something) (up) with (someone or something else) v.	(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) uyuşup uyuşmadığını kontrol etmek
90	Phrasals	match (someone or something) against (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) eşleştirmek
91	Phrasals	match (someone or something) against (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına çıkarmak
92	Phrasals	match (someone or something) against (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) karşılaştırmak
93	Phrasals	match (someone or something) against (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biriyle bir şeyle) rakip yapmak
94	Phrasals	match (someone or something) against (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) kıyaslamak
95	Phrasals	match (someone or something) against (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek
96	Phrasals	match (someone or something) against (someone or something else) v.	(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) uyuşup uyuşmadığını kontrol etmek
97	Phrasals	match up (someone or something) with (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) eşleştirmek
98	Phrasals	match up (someone or something) with (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına çıkarmak
99	Phrasals	match up (someone or something) with (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) karşılaştırmak
100	Phrasals	match up (someone or something) with (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biriyle bir şeyle) rakip yapmak
101	Phrasals	match up (someone or something) with (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) kıyaslamak
102	Phrasals	match up (someone or something) with (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek
103	Phrasals	match up (someone or something) with (someone or something else) v.	(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) uyuşup uyuşmadığını kontrol etmek
104	Phrasals	measure (someone or something) (up) against (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birbiriyle/bir şeyle) kıyaslamak
105	Phrasals	measure (someone or something) (up) against (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birbiriyle/bir şeyle) karşılaştırmak
106	Phrasals	measure (someone or something) (up) against (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birbiriyle/bir şeyle) mukayese etmek
107	Phrasals	measure (someone or something) (up) against (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birbiriyle/bir şeyle) boy ölçüştürmek
108	Phrasals	measure (someone or something) (up) against (someone or something else) v.	(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) boyunu ölçmek
109	Phrasals	measure (someone or something) (up) against (someone or something else) v.	(birinin/bir şeyin birine/bir şeye) karşı boyunu ölçmek/hesaplamak
110	Phrasals	measure (someone or something) (up) against (someone or something else) v.	(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) ölçüsünü karşılaştırmak
111	Phrasals	measure (someone or something) (up) against (someone or something else) v.	(birinin/bir şeyin) ölçüsünü (biriyle/bir şeyle) kıyaslamak
112	Phrasals	measure (someone or something) (up) against (someone or something else) v.	(birinin/bir şeyin) ölçülerini (başka birine/bir şeye) kıyasla hesaplamak
113	Phrasals	measure (someone or something) (up) against (someone or something else) v.	(birine/bir şeye göre birinin/bir şeyin) boyunu/ölçülerini hesaplamak
114	Phrasals	migrate between (some place or something) and (some place or something else) v.	(bir yerden/bir şeyden bir yere/bir şeye) göç edip durmak
115	Phrasals	migrate between (some place or something) and (some place or something else) v.	(iki yer/iki şey) arasında sürekli göç etmek
116	Phrasals	model (oneself or something) on (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi kendine/bir şeye) örnek olarak almak
117	Phrasals	model (oneself or something) on (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi kendine/bir şeye) model olarak almak
118	Phrasals	model (oneself or something) on (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi kendine/bir şeye) temel olarak almak
119	Phrasals	model (oneself or something) on (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi kendine/bir şeye) ilham olarak almak
120	Phrasals	model (oneself or something) on (someone or something else) v.	(kendini/bir şeyi birini/bir şeyi) örnek alarak geliştirmek
121	Phrasals	model (oneself or something) on (someone or something else) v.	(kendini/bir şeyi birini/bir şeyi) model alarak geliştirmek
122	Phrasals	pass (someone or something) off (as something else) v.	(birini/bir şeyi başka bir şey) gibi sunmaya çalışmak
123	Phrasals	pass (someone or something) off (as something else) v.	(biri/bir şey başka biri/bir şeymiş) gibi yapmak
124	Phrasals	pass (someone or something) off (as something else) v.	(birini/bir şeyi başka bir şeymiş) gibi göstermek
125	Phrasals	pass (someone or something) off (as something else) v.	(birini/bir şeyi başka bir şey) olarak yutturmaya kalkışmak/çalışmak
126	Phrasals	pass (someone or something) off (as something else) v.	(birini/bir şeyi başka bir şey gibi) kakalamaya çalışmak/kalkışmak
127	Phrasals	place (someone or something) next to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) yanına koymak/bırakmak
128	Phrasals	pollute (something or some place) with (something else) v.	(bir şeyi/bir yeri bir şeyle) kirletmek
129	Phrasals	pollute (something or some place) with (something else) v.	(bir şeyi/bir yeri bir şeyle) pisletmek
130	Phrasals	prefer (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka birine/bir şeye) tercih etmek
131	Phrasals	prefer (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka birine/bir şeye) yeğlemek
132	Phrasals	reclaim (someone or something) from (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka birinden/bir şeyden) geri almak
133	Phrasals	reclaim (someone or something) from (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka birinden/bir şeyden) geri kazanmak
134	Phrasals	sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) için feda etmek
135	Phrasals	sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v.	(birinden/bir şeyden başka biri/bir şey) için vazgeçmek
136	Phrasals	sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v.	(birinden/bir şeyden başka biri/bir şey) için feragat etmek
137	Phrasals	sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) için gözden çıkarmak
138	Phrasals	sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) için kurban etmek
139	Phrasals	sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v.	(birine/bir şeye başka biri/bir şey) uğruna kıymak
140	Phrasals	sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) uğruna harcamak
141	Phrasals	sacrifice (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) kurban etmek
142	Phrasals	sacrifice (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) için feda etmek
143	Phrasals	sacrifice (someone or something) to (someone or something else) v.	(birinden/bir şeyden başka biri/bir şey) için vazgeçmek
144	Phrasals	sacrifice (someone or something) to (someone or something else) v.	(birinden/bir şeyden başka biri/bir şey) için feragat etmek
145	Phrasals	sacrifice (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) için gözden çıkarmak
146	Phrasals	sandwich (someone or something) between (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birilerinin/bir şeylerin) arasına sıkıştırmak
147	Phrasals	set (someone or something) back from (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) geriye/uzağa koymak
148	Phrasals	set (someone or something) back from (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) gerisine/uzağına oymak
149	Phrasals	set (someone or something) back from (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) gerisine/uzağına yerleştirmek
150	Phrasals	set (someone or something) back from (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) gerisinde/uzağında konumlandırmak
151	Phrasals	snatch (someone or something) from (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) çekip almak
152	Phrasals	snatch (someone or something) from (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) koparmak/ayırmak
153	Phrasals	tell (someone or something) from (someone or something else) v.	(birilerini/bir şeyleri birilerinden/bir şeylerden) ayırmak
154	Phrasals	tell (someone or something) from (someone or something else) v.	(birilerini/bir şeyleri birilerinden/bir şeylerden) ayırt etmek
155	Phrasals	tell (someone or something) from (someone or something else) v.	(birilerini/bir şeyleri birilerinden/bir şeylerden) ayırmak
156	Phrasals	tell (someone or something) from (someone or something else) v.	(birilerini/bir şeyleri birilerinden/bir şeylerden) ayırt etmek
157	Phrasals	value (someone or something) above (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstünde tutmak
158	Phrasals	value (someone or something) above (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) üstün tutmak
159	Phrasals	value (someone or something) as (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak görmek/tutmak
160	Phrasals	value (someone or something) as (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biri/bir şey) saymak
161	Phrasals	value (someone or something) for (someone or something else) v.	(birine/bir şeye birinden/bir şeyden) dolayı değer vermek
162	Phrasals	vary between (someone or something) and (someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasında değişmek
163	Phrasals	vary between (someone or something) and (someone or something else) v.	kişiden kişiye, gruptan gruba değişmek/farklılık göstermek
164	Phrasals	waver between (someone or something) and (someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasında kararsız kalmak
165	Phrasals	waver between (someone or something) and (someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasında gidip gelmek
166	Phrasals	wish (someone or something) off on (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) paslamak
167	Phrasals	wish (someone or something) off on (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne atmak/yıkmak
Phrases
168	Phrases	either this or else that expr.	ya bu ya şu
Colloquial
169	Colloquial	between (someone or something) and (someone or something else) expr.	(biri /bir şey) ile (biri/bir şey) arasından
170	Colloquial	between (someone or something) and (someone or something else) expr.	(biri /bir şey) ile (biri/bir şey) arasında
Idioms
171	Idioms	pit (someone or something) against (someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasında çekişme/husumet yaratmak
172	Idioms	pit (someone or something) against (someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle birini/bir şeyi) sidik yarışına sokmak
173	Idioms	pit (someone or something) against (someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle birini/bir şeyi) boy ölçüştürmek
174	Idioms	pit (someone or something) against (someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasında düşmanlık/zıtlık yaratmak
175	Idioms	treat (someone or something) like (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi, başka bir şey/biri) gibi değerlendirmek/düşünmek
176	Idioms	treat (someone or something) like (someone or something else) v.	(birine/bir şeye, başka biriymiş/bir şeymiş) gözüyle bakmak
177	Idioms	treat (someone or something) like (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) gibi düşünmek
178	Idioms	treat (someone or something) like (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi, başka biriymiş/bir şeymiş) gibi görmek