Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | orta düzeyde | midlevel adj. |
General | orta düzeyde | intermediately adv. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | orta düzeyde yer alan kimse | middler n. |
Phrasals | ||
Phrasals | orta veya alt düzeyde kalmak | muddle around v. |
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | (pazarlama yöntemleri) orta düzeyde | grey adj. |
Trade/Economic | minimum riskle orta düzeyde istikrarlı büyüme sağlayan (hisse, menkul kıymet) | protective adj. |
Medical | ||
Medical | orta düzeyde akut normovolemik hemodilüsyon | moderate acute normovolemic hemodilution n. |
Botanic | ||
Botanic | ormanda yüksekliği orta düzeyde olan bitki örtüsü tabakası | midstory n. |
Linguistics | ||
Linguistics | telaffuzda dudak açıklığı orta düzeyde olma | neutralness n. |
Linguistics | telaffuzda dudak açıklığı orta düzeyde olma | neutrally adv. |
Military | ||
Military | orta düzeyde çalıştırma | medium dressage level n. |
Sport | ||
Sport | bazı zorlukların bulunduğu, orta düzeyde sporcular için uygun kayak sürüşü | red run n. |
Music | ||
Music | orta düzeyde süreklilik sağlayan müzik | through-composed music n. |