ortasından - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

ortasından



Bedeutungen von dem Begriff "ortasından" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
ortasından across prep.

Bedeutungen, die der Begriff "ortasından" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 41 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
yolun ortasından giden sürücü road hog n.
yolun ortasından giden şoför road hog n.
antik roma takviminde, her ayın ortasından önceki (kendisi de dahil olmak üzere) dokuzuncu gün (mart, mayıs, temmuz veya ekim ayının yedinci, diğer ayların ise beşinci gününe tekabül eder) nones n.
20. yüzyılın ortasından itibaren kullanılan bir kadın ismi jordan n.
kılıcın kesici kısmının ortasından ucuna kadar olan, nispeten zayıf bölümü foible n.
caddeye paralel bulunan veya caddenin ortasından geçen, çevre düzenlemesi yapılmış toprak şeridi parkway n.
sikkenin ortasından çıkarılan parça plug n.
mayıs ortasından ağustos ortasına kadarki sezon summer [uk] n.
ortasından kesmek cut in the middle v.
kalkanın ortasından parçalara bölünmüş (hanedan arması) gironny adj.
nehrin ortasından amidstream adv.
Phrasals
(bir şeyin/yerin) ortasından geçmek cut across (something) v.
sıraya ortasından girmek cut into v.
sıraya ortasından girmek cut to v.
(bir şeyin) içinden/ortasından geçmek (su) run through (something) v.
(bir şeyin) içinden/ortasından akmak run through (something) v.
(bir şeyin) içinden/ortasından akıp gitmek run through (something) v.
Idioms
konuşmaya/sohbete tam ortasından dalmak pick up stompies [south africa] v.
konuşmaya tam ortasından dalıp konuyu yanlış anlamak pick up stompies [south africa] v.
Technical
haddehanedeki bir merdanenin ortasından ölçülen maksimum açı bite n.
Electric
ortasından kırılmış tel open n.
Architecture
başlık kıvrımında sarmal yapının ortasından dik geçen çizgi axis of the ionic capital n.
Marine
gövdenin ortasından kıça doğru uzanan hafif kavisli yüzeylere sahip (karina) slack adj.
Medical
kafatası bölgesinin ortasından kaynaklanan mesethmoid adj.
Anatomy
kulak yolunun ortasından kafanın tepe noktasına kadar ölçülen kafatası uzunluğu auricular height n.
Biology
bazı mantarlarda şapkanın ortasından dışarı uzanan tümsek oluşumu umbonation n.
Astronomy
yıldızın ortasından kenarlarına doğru gittikçe parlaklığının azalıyor gibi görünmesi limb darkening n.
Botanic
bazı mantarlarda şapkanın ortasından dışarı uzanan tümsek umbo n.
Linguistics
800'lerin ortasından 1100'e kadar konuşulan yüksek almanca old high german n.
1100'lerin ortasından 1500'lerin ortasına kadar konuşulan izlandaca old icelandic n.
1100'lerin ortasından 1300'lerin sonuna kadar konuşulan norveççe old norwegian n.
ağız boşluğunun tam ortasından telaffuz edilen (ünlü) central adj.
ağız boşluğunun tam ortasından telaffuz edilen (ünlü) mixed adj.
History
slovenya'nın ortasından kuzey kısmına uzanan dağlık tarihi bölge carniola n.
Military
ortasından geçen bir çubuk varmış gibi görünen yuvarlak gülle crossbar shot n.
Sport
yanları ortasından daha alçak olan bir çim bovling sahası crown green n.
yanları ortasından daha alçak olan bir çim bovling sahasında oynanan bovling oyunu crown green bowling [uk] n.
Baseball
iç alanın ortasından atıcı tümseğinin üzerinden saha dışına atılan top diamond-cutter n.
Latin
hikayenin ortasından başlayan anlatı in medias res n.
(edebiyat eseri, film) hikayenin ortasından başlayan in medias res adj.
her şeyin ortasından başlayan in medias res expr.