paralytic - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

paralytic

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "paralytic" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 21 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
paralytic n. felçli kimse
paralytic adj. paralitik
paralytic adj. felçli
paralytic adj. inmeli
paralytic adj. kötürüm
paralytic adj. zom
Medical
paralytic adj. felçli
paralytic adj. inmeli
paralytic adj. felce ait
paralytic adj. felç ile ilgili
paralytic adj. felce benzer
paralytic adj. felce özgü
paralytic adj. paraliziye ait
paralytic adj. paralizi ile ilgili
paralytic adj. paraliziye benzeyen
paralytic adj. paraliziye özgü
Pathology
paralytic adj. paralitik
Pharmaceutics
paralytic n. iskelet kaslarının rahatlaması ve kasılmaların önlenmesi için kullanılan bir ilaç
paralytic n. kas gevşetici ilaç
British Slang
paralytic adj. kafayı bulmuş
paralytic adj. sarhoş

Bedeutungen, die der Begriff "paralytic" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 13 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
get paralytic v. kör kütük sarhoş olmak
Physiology
paralytic discharge n. salgı bezinde tüm sinirlerin kesilmesi sonucu meydana gelen salgı artışı
paralytic secretion n. salgı bezinin sinirlerin paralizi sonrası salgıladığı sıvı
Pathology
acute paralytic poliomyelitis n. akut paralitik poliomyelit
paralytic syndromes n. paralitik sendromlar
paralytic gait n. paralitik yürüyüş
paralytic syndrome n. paralitik sendrom
paralytic ileus n. bağırsak tıkanıklığı
paralytic ileus n. paralitik ileus
paralytic abasia n. bacak kaslarına felç inmesi sonucu yürüyememe
Biology
paralytic shellfish toxin n. felç edici deniz kabuklusu toksini
paralytic cobra toxin n. kobra zehiri
Environment
paralytic shellfish poisoning n. paralitik kabuklu deniz hayvanı zehirlenmesi