pass-through - Türkisch Englisch Wörterbuch

pass-through

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "pass-through" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 22 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
pass-through n. iki oda arasındaki alan
pass-through n. geçilmesi gereken yer
pass-through n. mutfak ve salon arasındaki yer alan raflı bölüm
pass-through n. geçilen yer
pass-through n. mutfak servis penceresi
pass-through n. geçiş yolu
pass-through n. geçilebilir yol
pass-through n. giriş izni bulunan yol
pass-through n. kredi ile teminata bağlanmış menkul kıymet
pass-through n. artan maliyeti müşteriye yansıtma uygulaması
pass-through n. artan maliyeti müşteriye yansıtma uygulaması
pass-through adj. aynen iletilen/yansıtılan (masraf vb)
pass-through adj. müşteriye yansıtılan
pass-through adj. ek fiyat ile ilgili
pass-through adj. zamlı ücret ile ilgili
Technical
pass-through n. düz geçiş
pass-through n. içinden geçme
Computer
pass-through n. düzgeçiş
pass-through expr. doğrudan
Informatics
pass-through n. düz geçiş
pass-through n. düzgeçiş
Telecom
pass-through n. doğrudan geçiş

Bedeutungen, die der Begriff "pass-through" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 37 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
pass through v. içinden geçirmek
These beams quickly pass through your body and are detected on the other side of the scanner.
Bu ışınlar hızla vücudunuzun içinden geçer ve tarayıcının diğer tarafında algılanır.

More Sentences
pass through v. çekmek
This voltage is used to attract the newly free electrons, which then pass through the grid.
Bu voltaj, daha sonra ızgaradan geçen yeni serbest elektronları çekmek için kullanılır.

More Sentences
pass through v. içinden geçmek
This road passes through the ancient city.
Bu yol antik kentin içinden geçmektedir.

More Sentences
Phrasals
pass through v. (zor bir dönemden vb) geçmek
The world is passing through an extraordinary time.
Dünya olağanüstü bir dönemden geçiyor.

More Sentences
Trade/Economic
pass through customs v. gümrükten geçmek
They passed through customs in São Paulo.
São Paulo'da gümrükten geçtiler.

More Sentences
General
pass through v. başından geçmek
pass through v. arasından geçmek
pass through one's mind v. aklından geçmek
pass through v. nüfuz etmek
pass through v. arasından geçirmek
pass through the sifter v. elekten geçmek
pass through the sieve v. elekten geçmek
pass through changes v. değişikliklerden geçmek
pass through the street v. yoldan geçmek
pass through the corridor v. koridordan geçmek
pass through walls v. duvarlardan geçmek
Phrasals
pass through v. (okul vb) bitirmek
Idioms
pass through someone's mind v. birinin aklından geçmek
pass through mind v. akıldan geçmek
Speaking
could you please let me pass through? expr. bana geçebilmem için izin verir misiniz?
Trade/Economic
pass-through analysis n. fiyatların geçiş etkisi
pass-through securities n. ödeme aktarmalı menkul kıymetler
exchange rate pass-through n. döviz kuru yansıması
exchange rate pass-through n. döviz kuru geçişkenliği
pass-through security n. kredi ile teminata bağlanmış menkul kıymet
pass through the customs v. gümrükten geçmek
Politics
exchange rate pass-through n. döviz kuru ile ithalat ve ihracat fiyatları arasındaki ilişki
Technical
pass-through authentication n. düz geçiş yetkilendirmesi
Computer
sql pass-through query n. sql doğrudan sorgusu
replicable sql pass-through query n. yinelenen sql doğrudan sorgusu
pass-through facility n. düzgeçiş olanağı
pass-through server n. doğrudan geçiş sunucusu
pass-through agent n. doğrudan aracı
Telecom
pass-through authentication n. düz geçiş yetkilendirmesi
Automotive
pass-through device n. doğrudan programlama aygıtı
sae j2534 pass-through reprogramming n. sae j2534 doğrudan programlama
Military
pass through v. düşman hattını geçmek