Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | pour into (something or some place) v. | (bir şeye/bir yere) akmak |
Phrasals | pour into (something or some place) v. | (bir şeyin/bir yerin) içine akmak |
Phrasals | pour into (something or some place) v. | (bir şeyin/bir yerin) içine yağmak |
Phrasals | pour into (something or some place) v. | (bir şeye/bir yere) dökmek |
Phrasals | pour into (something or some place) v. | (bir şeyin) içine dökmek |
Phrasals | pour into (something or some place) v. | (bir şeye/bir yere) akın etmek |
Phrasals | pour into (something or some place) v. | (bir şeye/bir yere) üşüşmek |
Phrasals | pour into (something or some place) v. | (bir şeye/bir yere) doluşmak |
Phrasals | pour into (something or some place) v. | (bir şeye/bir yere) yağmak |
Phrasals | pour into (something or some place) v. | üzerine (dar bir kıyafet) geçirmek |
Phrasals | pour into (something or some place) v. | (dar bir kıyafetin) içine girmek |
Phrasals | pour into (something or some place) v. | (dar bir kıyafete) cuk diye girmek |