push to - Türkisch Englisch Wörterbuch

push to

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "push to" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 6 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Phrasals
push to v. -e itmek
push to v. '-e ittirmek
push to v. itip kapatmak
push to v. bastırıp kapatmak
push to v. bir şey yapmaya/harekete geçmeye itmek
push to v. harekete geçmek/bir şey yapmak zorunda bırakmak

Bedeutungen, die der Begriff "push to" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 64 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
push something to forefront v. ön plana çıkartmak
push something to forefront v. önplana almak
push something to forefront v. ön plana almak
push to the limits v. sınırları zorlamak
Phrasals
push someone to do something v. birini bir şey yapmaya zorlamak
push something to v. bir şeyi ittirmek
push something to v. bir şeyi itip kapamak
push something to v. bir şeyi kapamak
Phrases
when it comes to the push expr. sorun ciddileşirse
Colloquial
(one) has to push off expr. (birisi) yola koyulmak zorunda
(one) has to push off expr. (birisi) ayrılmak zorunda
(one) has to push off expr. (birisi) çıkmak zorunda
(one) has to push off expr. (birisi) gitmek zorunda
(one) has to push off expr. (birinin) gitmesi/çıkması gerek
Idioms
when push comes to shove n. bıçak kemiğe dayanırsa
if push comes to shove n. bıçak kemiğe dayanırsa
push someone to the wall v. birini köşeye sıkıştırmak
push something off on to someone v. (görevi/işi) başkasının üzerine yıkmak
push something off on to someone v. (görevi/işi) başkasının üstüne yıkmak
know what buttons to push v. can damarına basmak
know what buttons to push v. avucunun içine almak
know what buttons to push v. ne söyleyeceğini iyi bilmek
know what buttons to push v. birini çileden çıkarmak
push (something) to the back of (one's) mind v. (bir şeyi) aklının köşesinden bile geçirmemek
push (something) to the back of (one's) mind v. (bir şeyi) aklından çıkarmak
push (something) to the back of (one's) mind v. (bir şeyi) aklının bir köşesine itmek
push (something) to the back of (one's) mind v. (bir şeye) takılmamak
push something to the back of your mind v. bir şeyi unutmaya çalışmak
push something to the back of your mind v. bir şeyi aklının bir köşesine itmek
push to the wall v. köşeye sıkıştırmak
push (one) to the wall v. (birini) köşeye sıkıştırmak
push something to the back of your mind v. bir şeyi aklından çıkarmaya çalışmak
(I) have to push off expr. gitmek zorundayım
(I) have to push off expr. çıkmak zorundayım
when push comes to shove expr. en olmadı (öyle yaparız)
if push comes to shove expr. en olmadı (öyle yaparız)
if push comes to shove expr. iş o raddeye gelirse
when push comes to shove expr. iş o noktaya gelirse
if push comes to shove expr. iş o noktaya gelirse
when push comes to shove expr. iş o raddeye gelirse
too posh to push expr. ıkınmak için fazla havalı/sosyetik/zengin
too posh to push expr. normal doğumun acısına katlanmak istemeyip sezaryen yapmayı tercih eden
too posh to push expr. sezaryenle doğurmayı tercih eden
(one) has got to push off expr. (birisi) ayrılmak zorunda
(one) has got to push off expr. (birisi) yola koyulmak zorunda
(one) has got to push off expr. (birinin) gitmesi/çıkması gerek
(one) has got to push off expr. (birisi) çıkmak zorunda
(one) has got to push off expr. (birisi) gitmek zorunda
Speaking
when push comes to shove expr. bıçak kemiğe dayandığında
when push comes to shove expr. işin şakası kalmayınca
when push comes to shove expr. iş ciddileşince
when push comes to shove expr. işler ciddiye binince
it's time to push along expr. gitme/ayrılma vakti
it's time to push off expr. gitme/ayrılma vakti
I'd like to see how far I can push it expr. nereye kadar zorlayabilirim görmek isterim
I'd like to see how far I can push expr. nereye kadar zorlayabilirim görmek isterim
I would like to see how far I can push it expr. nereye kadar zorlayabilirim görmek isterim
Technical
push-to-open system n. basarak açmalı sistem
push-to-open system n. basıp açmalı sistem
push-to-open system n. bas-aç sistemi
push to talk expr. bas-konuş
Telecom
push-to-type operation n. tuşa basarak çalışma
Automotive
push to break switch n. durdurma butonu
Marine
to push off v. avara etmek