sınırlandıran - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

sınırlandıran



Bedeutungen von dem Begriff "sınırlandıran" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 4 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
sınırlandıran delimiting adj.
sınırlandıran determinative adj.
sınırlandıran narrowing adj.
sınırlandıran stricken adj.

Bedeutungen, die der Begriff "sınırlandıran" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 12 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
sınırlandıran şey determinative n.
sınırlandıran şey girdle n.
ifadeyi sınırlandıran şey muzzle n.
Trade/Economic
çalışanlar arasında resmi olmayan sözleşme ile yapılan çıktıyı sınırlandıran kota bogey n.
çalışanlar arasında resmi olmayan sözleşme ile yapılan çıktıyı sınırlandıran kota bogy n.
çalışanlar arasında resmi olmayan sözleşme ile yapılan çıktıyı sınırlandıran kota bogie n.
Law
tecavüz mağdurunun olaydan önceki cinsel yaşamına ilişkin detayların delil olarak kullanımını yasaklayan veya sınırlandıran yasa rape shield law n.
(ingiltere ve galler'de) çete faaliyetlerini sınırlandıran bir mülki düzen gangbo n.
Politics
mecliste konuşmayı sınırlandıran kural gag law n.
mecliste konuşmayı sınırlandıran kural gag rule n.
Technical
saatin ana yayının açılmasını sınırlandıran bir ibresi bulunan, dişleri malta haçı şeklindeki program tekerleği maltese cross n.
History
ingiliz gemilerinin ingiltere ve kolonilerine mal taşımasını sınırlandıran bir dizi yasa navigation acts n.