salim - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

salim



Bedeutungen von dem Begriff "salim" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 6 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
salim foolproof adj.
salim safe adj.
salim sound adj.
Colloquial
salim all right adj.
salim all right adj.
Medical
salim intact adj.

Bedeutungen, die der Begriff "salim" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 51 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
sağ salim varış safe arrival n.
sağ salim ulaşma safe arrival n.
sağ salim varma safe arrival n.
salim kafa a clear mind n.
sağ salim çıkmak live through v.
sağ salim çıkmak ride out v.
sağ salim varmak arrive safely v.
sağ salim çıkmak survive v.
sağ salim varmak arrive safe v.
sağ salim dönmek return unharmed v.
salim kafayla düşünememek not be thinking clearly v.
birini sağ salim getirmek bring someone back safe v.
sağ salim çıkmak emerge v.
sağ salim çıkmak outlive v.
sağ salim atlatmak outride v.
sağ salim unhurt adj.
sağ salim unharmed adj.
sağ salim safe and sound adj.
sağ salim unscathed adj.
sağ salim scathless adj.
sağ salim scotfree adv.
sağ salim safely adv.
sağ salim varışta on the safe arrival adv.
sağ salim scot-free adv.
sağ salim safe adv.
Phrasals
sağ salim kurtulmak ride out v.
sağ salim atlatmak ride something out v.
fırtınayı sağ salim geçirmek weather out v.
fırtınadan sağ salim çıkmak/kurtulmak weather out v.
sağ salim atlatmak weather out v.
sağ salim atlatmak weather out of v.
(bir şeyi kötü bir durumdan) sağ salim çıkarmak salvage (something) from (something or some place) v.
-den sağ salim çıkarmak salvage from v.
Colloquial
sağ salim all right adj.
sağ salim all right adj.
Idioms
bir şeyden (ameliyat vb) sağ salim çıkmak live through something v.
sağ salim kurtulmak get off scot-free v.
salim kafayla düşünememek have just one oar in the water v.
salim kafayla düşünebilmek have both oars in the water v.
sağ salim olmak be alive and well v.
sağ salim kurtulmak go scot-free v.
sağ salim alive (live) and kicking (well) adj.
sağ salim alive (live) and kicking (well) adj.
sağ salim live and well adj.
sağ salim alive and well adv.
sağ salim safe and sound adv.
sağ salim all in one piece expr.
salim kafayla in the cold light of day expr.
salim kafayla düşünüldüğünde/bakıldığında seen in the cold light of day expr.
Marine
(gemi) fırtınadan sağ salim geçmek weather v.
Religious
(incil'de) nebukadnezar tarafından atıldığı fırından sağ salim çıkan genç bir adam shadrach n.