Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | satiate (someone, something, or oneself) with (something) v. | (birini/kendini/bir şeyi bir şeyle) tıka basa doyurmak |
Phrasals | satiate (someone, something, or oneself) with (something) v. | (birini/kendini/bir şeyi bir şeyle) tatmin etmek |