Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | stick with (someone or something) v. | (birine/bir şeye) sadık kalmak |
Phrasals | stick with (someone or something) v. | (birinin/bir şeyin) yanında kalmak |
Phrasals | stick with (someone or something) v. | (birinin/bir şeyin) yanından ayrılmamak |
Phrasals | stick with (someone or something) v. | kendini (birine/bir şeye) adamak |
Phrasals | stick with (someone or something) v. | (birinin/bir şeyin) arkasında durmak |
Phrasals | stick with (someone or something) v. | (birinin/bir şeyin) destekçisi olmak |
Phrasals | stick with (someone or something) v. | (birini/bir şeyi) desteklemek |
Phrasals | stick with (someone or something) v. | (biriyle/bir şeyle) devam etmek |