Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | tahiti n. | tahiti | ||
He abandoned his family and moved to Tahiti. Ailesini terk etti, Tahiti'ye taşındı. More Sentences |
Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | tahiti | tahiti n. | ||
I live in Tahiti. Ben Tahiti'de yaşıyorum. More Sentences |
||||
General | tahiti | tahitian n. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | tahiti elması | tahitian apple n. |
General | tahiti elması | vi-apple n. |
General | tahiti´ye özgü | tahitian adj. |
Chemistry | ||
Chemistry | tahiti kestanesinin renksiz özsuyundan elde edilen ağdalı bir kırmızı boyarmadde | inocarpin n. |
Botanic | ||
Botanic | tahiti ararotu nişastası elde edilen, yenilebilen büyük çiçekleri için yetiştirilen doğu hint adaları, polinezya ve avustralya'ya özgü çok yıllık bitki | tacca leontopetaloides n. |
Botanic | tahiti ararotu nişastası elde edilen, yenilebilen büyük çiçekleri için yetiştirilen doğu hint adaları, polinezya ve avustralya'ya özgü çok yıllık bitki | tacca pinnatifida n. |
Botanic | tahiti elması | otaheite apple n. |
Geography | ||
Geography | tahiti'nin batı-kuzeybatısında bulunan bir güney pasifik okyanusu volkanik adası | raiatea n. |
Geography | tahiti'nin güneyindeki fransız polinezyası'na bağlı güney pasifik adası | rapa n. |
Geography | tahiti'nin güneyindeki fransız polinezyası'na bağlı güney pasifik adası | rapa nui n. |